"Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar?" sorusu hepimize birçok kez sorulmuştur. Kesin bir cevabı olmayan bu soruya bazı kişiler "tavuk yumurtadan",başkaları ise "yumurta tavuktan çıkar " cevabı verirler.
Bu paradoksal soruyu Nazilli ve Sümerbank'a uyarlıyarak sorduğumuzda ise cevap, yumurta-tavuk sorusu kadar karmaşık değildir.
Bu sorunun tek cevabı vardır.
Nazilli,Sümerbank Basma Fabrikası sayesinde Nazilli olmuştur.
Öyleki,geçmişteki siyasi ve idari engellemeler olmasa ,bugün olduğu yerden çok daha ileride olacağı da kesindir.
1935 yılının elektriksiz,yolsuz,hastanesiz Pazarköy'ü.Sümerbank Basma fabrikasının açılmasıyla nüfus bakımından geride olduğu Aydın'ı 1945 de,Denizli vilayetini ise 1950 sayımında geçmeyi başarmış,İzmir'den sonra bölgenin en gelişmiş yerleşim merkezi haline gelmiştir.
Herkesin bildiği sanat,sağlık,spor,yol,okul gibi asli görevi olmayan dallarda Nazilliye katkıları saymakla bitmez.Bu detayları bloğumda yazdığım diğer makalelerde yeterince paylaştığım için burada tekrarlamaya gerek yok.
Lafı uzatmadan,asıl anlatmak istediğim konuya geleyim.
Kulağımıza gelen söylentilere göre...
"Sümerbank'ın Nazilli için önemsiz ve Nazilli vizyonunda yeri olmayan küçük bir detay" olduğu yönünde açıklamalar yapılıyormuş.
Bunu duyunca doğal olarak her Sümerbanklı gibi benimde yüreğim burkuldu.
Atatürk ve genç cumhuriyetin 25 ayda yapıp çalıştırmayı başardığı fabrikanın yenisini yapmayı bırakın,30 senedir organize sanayi bölgesinin alt yapısını bile bitiremedik.
Sümerbank'ı küçümsemeden önce iyi düşünmek gerek.
Nazillinin çok güvendiğiniz ekonomik gücü nedir?
UĞUR firması ve birkaç küçük işletmeyi saymazsak geriye ne kalır?
Bu paradoksal soruyu Nazilli ve Sümerbank'a uyarlıyarak sorduğumuzda ise cevap, yumurta-tavuk sorusu kadar karmaşık değildir.
Bu sorunun tek cevabı vardır.
Nazilli,Sümerbank Basma Fabrikası sayesinde Nazilli olmuştur.
Öyleki,geçmişteki siyasi ve idari engellemeler olmasa ,bugün olduğu yerden çok daha ileride olacağı da kesindir.
1935 yılının elektriksiz,yolsuz,hastanesiz Pazarköy'ü.Sümerbank Basma fabrikasının açılmasıyla nüfus bakımından geride olduğu Aydın'ı 1945 de,Denizli vilayetini ise 1950 sayımında geçmeyi başarmış,İzmir'den sonra bölgenin en gelişmiş yerleşim merkezi haline gelmiştir.
Herkesin bildiği sanat,sağlık,spor,yol,okul gibi asli görevi olmayan dallarda Nazilliye katkıları saymakla bitmez.Bu detayları bloğumda yazdığım diğer makalelerde yeterince paylaştığım için burada tekrarlamaya gerek yok.
Lafı uzatmadan,asıl anlatmak istediğim konuya geleyim.
Kulağımıza gelen söylentilere göre...
"Sümerbank'ın Nazilli için önemsiz ve Nazilli vizyonunda yeri olmayan küçük bir detay" olduğu yönünde açıklamalar yapılıyormuş.
Bunu duyunca doğal olarak her Sümerbanklı gibi benimde yüreğim burkuldu.
Atatürk ve genç cumhuriyetin 25 ayda yapıp çalıştırmayı başardığı fabrikanın yenisini yapmayı bırakın,30 senedir organize sanayi bölgesinin alt yapısını bile bitiremedik.
Sümerbank'ı küçümsemeden önce iyi düşünmek gerek.
Nazillinin çok güvendiğiniz ekonomik gücü nedir?
UĞUR firması ve birkaç küçük işletmeyi saymazsak geriye ne kalır?
Üç ay emekli maaşları verilmese Nazilli'nin hali ne olur?
Eğlence yerleri,turistik tesisler, parası olan insanların gidebileceği yerler.Asgari ücretle çalışan işçiler ve asgari ücret kadar maaş alan emekliler buralara gidemezler.Zaten mevcut olanlara bile gidemiyorlar.
Nazilli yakınına yeni ve büyük bir hastahane inşaa edileceği yönünde güzel haberler var.
Ama Nazilli halkının hastaneden daha çok,üretime yönelik yatırımlara ve işe ihtiyacı var.
Sümerbank kapanıncaya kadar her sayımda artan nüfus,fabrika kapandıktan sonra önce yerinde saymaya,sonra geriye doğru gitmeye başladı.
Sümerbank kapandıktan sonra Nazilli nüfusunun azalması,Nazilli için Basma fabrikasının öneminin göstergesi değilse,neyin göstergesidir?
Sümerbank'ı vizyondan çıkaranların,vizyona acil olarak karın doyuracak yeni projeler koyması gerekiyor.
Fabrika kapandı,artık bir daha bu haliyle çalıştırılamayacağını biliyoruz,bizim beklentimiz Sümerbank sayesinde Nazillinin idari koltuklarına oturanlardan biraz daha vefalı,duyarlı ve saygılı davranmaları.
Fabrikanın kapanmaması için birşey yapamadık bari hatıralarına sahip çıkalım.Bu büyük mirastan elimizde kalan birkaç parçayı kurtaralım,koruyalım,yaşatalım.
En azından bu yöndeki gayretlere destek olalım.
Muhabbetle...
İlhan ÖDEN
(Bu yazı,Sn. Haluk Alıcık'a yönelik yazılmamıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder