16 Nisan 2010 Cuma

NEREDEN,NEREYE..

T.C.

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ

DEVLET KONSERVATUARI

Bambam'la Sümerparkta yaptığımız olağan akşam yürüyüşlerine, havaların güzel olması sebebiyle parkın giderek kalabalıklaşması yüzünden bir süre ara verdik.Şimdi akşam yürüyüşlerimizi belediyenin düzenliyerek güzelleştirdiği, eski Sümerbank ile Sümerpark arasındaki çınar ağaçlı ,çimli yürüyüş yollarında yapıyoruz. Çiçeklik ve parke taşlarıyla düzenlenen yürüyüş yollarında büfeden aldıkları biraları yudumlayan 1-2 kişi dışında pek kimse olmadığından,Bambam özgürce dolaşabiliyor, bende bu sırada uzun yıllar çalıştığım Sümerbank'ın her gün biraz daha viran hale gelen binalarına hüzünle bakıyorum.

Dün akşam yine günlük olağan yürüyüşümüzü yaparken,eskiden işçilerin toplu banyo binası olarak kullandığı binanın yola yakın tarafındaki köşede piyano çalan bir genç gördüm,ses dışarıdan duyulmuyordu ama binaya yeni açılan çok sayıda pencereden içerisi rahatça görülebiliyordu. Binanın yan tarafına asılan büyük gri tabelada, lacivert harflerle Devlet Konservatuarı yazıyordu.

Konservatuar adını ilk duyduğumda 7 - 8 yaşlarındaydım. "Tahir konservatuar sınavlarını kazanmış " dediler. O zamanlar ne olduğunu anlayamamıştım.Evleri,Sümerbank lojmanların 186 numaralı sokağındaydı bizim ev ile onların evi arasında yaklaşık 30 metre kadar ancak vardı.Babası,babamın av arkadaşıydı. Sümer ilkokulunda ablamla aynı sınıf seviyesinde ama farklı şubelerde okuyorlardı.O yıllarada okulda açılan mandolin kursunda yeteneğini fark eden müzik öğretmeni Ahmet KAYA 'nın yönlendirmesiyle konservatuara girmişti.
FOTOĞRAFI BÜYÜTMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN
Sanırım konservatuara ortaokul seviyesinde başladı.Nerede,hangi şehirde yada hangi ülkede okudu bilmiyorum.Hatırladığım kadarıyla Nazilli'ye sadece uzun tatillerde gelebiliyordu. Gelirken, hala nasıl taşıyabildiğini çözemediğim boyundan daha büyük siyah bir kılıf içinde muhafaza ettiği kontrabas'ınıda getiriyor, tatil boyunca sürekli çalışıyordu.Zayıf,kısa boylu,babası gibi çekik gözlü,beyaz tenli,uzun saçlı bir çocuktu.Sanırım bizim okuduğumuz yıllarda ortaokul,lise öğrencileri bile 3 numara kabak traşlı olduğu için uzun saçları özellikle aklımda kaldı.


Zaman ,herkesi bir taraflara savurup akıp gitti.İnternette dolaşırken Tahir abinin,Nazilli belediyesi ve Adü. Konservatuarı organizasyonuyla Nazilli'de bir konser verdiğinin haberine rastladım.En son 80'li yıllarda siyah-beyaz televizyon ekranında görmüştüm,TRT Oda orkestrasında kontrabas çalıyordu.

Prof.Dr. Tahir SÜMER şimdi İzmir 9 eylül üniversitesinde öğrenci yetiştiriyor.Doğal olarak,bir "Sümerbank çocuğunu" mesleğinin en üst seviyesinde görmek her Sümerbanklı gibi beni de gururlandırıyor.

İşte böyle...
Konu konuyu açtı nerelerden nerelere geldik.Bir zamanlar yorgun emekçilerin, terlerinden, tozlarından temizlenmek için banyo yaparken dudaklarından dökülen türkülerin, şarkıların çınladığı duvarlarda simdi piyano,viyolonsel,keman,flüt sesleri çınlıyor.


Konservatuar müdürü Yard.Doç.Dr Özgür ELGÜN'ün verdiği bir demeç'e göre yakında bir zamanlar duvarlarında çocuk çığlıklarının yankılandığı "Kreş" binası da lise seviyesinde eğitime açılacakmış.Binalar pembe boyalı,bakımlı,odalar klimalı.Artık Nazilli gençleri,Tahir abi gibi uzaklara gitmeden konservatuar da okuyabilecekler.

İnşallah fabrikamızın diğer binalarıda bu binalar gibi hazırlanıp,eğitime açılır,o zaman içimizdeki sızı bir nebze olsun hafifler...

İlhan ÖDEN