10 Nisan 2017 Pazartesi

SÜMERBANK'lı olmak AYRICALIKTIR.


Yıl 1976 üniversite sınavını kazanıp İstanbul'a gitmiştim. Rumelihisarı’nda bir evde kalıyordum. Boş vakitlerimde de hemen boğazın kıyısındaki Rumeli hisarı spor kulübünün lokaline gidiyordum. Lokalde langırt,bilardo gibi masa oyunları vardı. Benim yaşlarımdaki gençler oynuyorlar bende seyrediyordum. 

Bir gün Anton isimli bir Ermeni asıllı delikanlı bana bilardo oynamayı teklif etti. Bildiğiniz gibi bilardo oyununda kaybeden oyuncu bilardo masasının saatlik kirası ve içilen çay,gazoz  gibi içeceklerin parasını öder. Anton aklı sıra “Anadolu'dan gelmiş bu saf,oyun bilmez” delikanlıyı gözüne kestirmiş,“Yer içer hesabı da ödetirim” düşüncesiyle bana oyun teklif etmişti. 

Oyuna başladık ben onun aldığı sayılardan her defasında 1-2 sayı fazla yapıp yavaş yavaş arayı açmaya başladım ,yaklaşık yarım saat kadar oynadıktan sonra Anton tuvalete gitti bende elimde bilardo İstekası ile masa kenarındaki sandalyeye oturup beklemeye başladım...

5 dakika geçti,10 dakika geçti ben hala Anton’un gelmesini bekliyorum.Az sonra lokalin işletmecisi geldi. Bana “Delikanlı sen ne bekliyorsun?” dedi. Bende durumu anlattım. Bana “ Boşuna bekleme Anton arkadaki duvardan atladı gitti” dedi. Bende “Peki,hesap ne olacak?” dedim.

Bana “Kuyumcunun yanında çalışıyor,parası yoktur ondan kaçmıştır,haftalığını alınca ben ondan alırım” dedi. İkimiz de güldük. 

Zavallı Anton, nereden bilecek Nazilli’de büyük bir fabrika olduğunu,lokallerinde,bahçesinde masa tenisi,langırt,Bilardo masalarının,mini golf sahaları,tenis kortları,basketbol,voleybol,sahalarının olduğunu.Güreş,boks gibi hatta bisiklet,paten ve eskrim gibi her yerde bilinmeyen  pek çok sporun Sümerbanklı gençler ve çocuklar tarafından bilindiğini...

Nazilli Sümerbank işte böyle bir yerdi,çalışanlarına ve ailelerine Avrupa standardında bir yaşam ortamı sağlayıp sosyal alanda da bilgili,görgülü bireyleri topluma kazandırıyordu...

Biz Nazilli’de haftada 3 kez fabrika sinemasında en yeni filmleri izlerken, İstanbul'da kaldığım süre içinde sadece 1 kez sinemaya gidebildim. Rumeli hisarında sinema yoktu en yakın sinemalar, Taksimde,Beşiktaş'taydı. Bir kere gittim film sona erdiğinde otobüs seferleri bitmiş,son otobüs gitmişti. Beşiktaş'tan Rumeli hisarına kadar yürüyerek geldim. Taksi tutacak param yoktu (gece tarifesiyle) böylece sinema defteri bir daha açılmamak üzere kapanmış oldu.

Anlattığım olaylar sadece benim yaşadığım küçük olaylar. Kim bilir ablalarımız, ağabeylerimiz, kardeşlerimiz buna benzer neler yaşadılar. Belki bir gün onlarda yaşadıkları buna benzer tatlı küçük anılarını yazarlar bende sizlerle paylaşırım.

İşte böyle...
Nazilli Sümerbankta olan bu olanakların benzerleri diğer Sümerbank fabrikalarında da vardı. Boşuna demiyoruz “Sümerbanklı olmak ayrıcalıktır” Sevgiyle kalın.  İlhan Öden