17 Ağustos 2012 Cuma

Temel Atma Töreni yıldönümü anısına (25 Ağustos 1935)

25 Ağustos 1935,  İktisat vekili Celal BAYAR tarafından Nazilli basma fabrikasının temel atma töreninin yapıldığı gün.

Nazilli Basma Fabrikası tarihinde,ulu önder Atatürk'ün bizzat gelerek Fabrikamızı altın anahtarla açtığı 9 Ekim 1937 tarihi gibi önemli günlerden biri..

Elimizde açılış günüyle ilgili video kayıtları,anı yazıları ve çok sayıda fotoğraf olmasına rağmen maalesef temel atma töreniyle ilgili ,törene katılan büyüklerimizin anlattıkları ve internette yer alan birkaç kısa yazı dışında yeterli bilgi yok.

Yazımı, sene-i devriyesinde muhteşem açılış merasiminin gölgesinde kalmış bu önemli güne ayırdım.

Temel atma törenine katılan fakat bir kaç ay önce ebediyyete uğurladığımız, rahmetli Kadriye DİNÇKOL "Aşağı Nazilli'ye ilk defa gitmiştim, çevreden gelenlerle birlikte müthiş bir kalabalık vardı,her yerden su fışkırıyordu ." diye o günü anlatmıştı.

Araştırmalarım sonucunda ulaştığım, o gün ile ilgili daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış,belgesel nitelikte bir fotoğraf ve  İktisat Vekili Mahmut Celal BAYAR'ın tören sırasında yaptığı konuşmayı tam metniyle sunarak fabrikamız tarihindeki bu önemli günün yıldönümünde,Nazilli'ye ve ülkemize bu muhteşem eserleri kazandıran başta ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları olmak üzere,onlara inan,güvenen destek olan tüm büyüklerimizi şükran ve saygıyla anıyoruz.     İlhan ÖDEN

FOTOĞRAFLARI BÜYÜTMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN

Temel atma töreni sonrası verilen yemek (Nazilli 1935)

Fotoğrafta tam karşıda,ortada  masabaşında oturan kişi Celal BAYAR,bize en yakın arkası dönük kişi, ilk fabrika müdürü Fazlı TURGA ,digerleri Nazilli'nin ileri gelenleri ve protokol.
Fotoğrafın arkasındaki bilgi yazısı.

SÜMERBANK'IN NAZİLLİ KOMBİNASININ TEMEL ATMA TÖRENİNDE EKONOMİ BAKANİ CELÂL BAYAR'IN KONUŞMASI

Nazilli basma fabrikası, sanayi programının Kayserimden sonraki büyük dokuma yatırımıdır. Bayar, bu yatırımın düşük fiyatlı hammaddeyi değerlendirirken ülkeye önemli bir sanayi kuruluşu kazandırdığını belirtiyor. Sanayi programının iki niteliğini Bayar burada da vurguluyor: Birincisi, tarımla sanayinin birbirini bütünleyici niteliğidir. Hammadde sanayi ile değer kazanırken, sanayi de tarım nüfusuna hem istihdam olanağı açmakta, hem de tüketim malı sunmaktadır. İkincisi, böyle bir yatırımın liberalizm ile gerçekleşemeyeceğidir: Liberalizm, köylü için ürününün (hammaddenin) düşük fiyattan pazara çıkarılması ve hiçbir özel girişimcinin böyle bir yatırımı yapmaya yanaşmaması demektir. Bayar, büyük ölçekli yatırımcılığın ancak devletçilikle gerçekleştirilebileceğini söylüyor. Nazilli fabrikası iki yılda tamamlanacaktır.

25.8.1935

Nazilli kombinası sanayi programımızda çok ehemmiyetli yer alan büyük bir endüstri müessesesidir. Bakırköy bez fabrikasında ve bugün bütün dünya itibariyle mükemmel bir eser olan Kayseri ve Ereğli Kombinalarından sonra sıra buraya geldi. Buradaki kombina Türklerin ilk defa kuracakları basma fabrikası olacaktır. Fabrikamız yalnız Balkanlar bakımından değil, belki Avrupa bakımından da mukayese ettiğimiz zaman küçük sayılamayacak bir eserdir. Fakat, teknik itibariyle bütün dünya ile boy ölçüşebilecek mükemmeliyettedir. Bunu bittiği zaman güzel eserleriyle de göreceksiniz. Fabrikamız,1937 senesi iptidasında bitmiş olacaktır.

Bu fabrikaya beş milyon lira sarf edeceğiz. Günde iki bin beş yüz amele çalışacakta. Her sene on beş bin balya pamuk alınacaktır. Senelik istihsalâtı 20 milyon metre olacaktır. Zannederim ki, buna küçük bir eser denilemez. Fabrikanın teknik itibariyle mükemmeliyetini söylerken şunu da ilâve edeyim ki, Türk - Sovyet dostluğu Sovyet tekniği ile elele kuvvetlenmiş birbirlerini tekâmül ettirmiştir. Kayseri'de, yine bu cümleden olarak bütün cihan itibariyle tetkike şayan mükemmel bir eser vücuda gelmiştir. Buradaki belki ondan daha iyi olacaktır. Tarih seyrini asla değiştiremez. Tarih, Türk ve Sovyet dostluğunu, kara günlerinin bir hâdisesi, bir şah eseri olarak kaydetmiştir. Biz, bunu unutmuyoruz ve unutmayacağız. Bunu huzurunuzda hulûs ile tekrar ediyorum. Gördüm ki, Sovyet memleketinin her tarafında Türk dostluğu herkesin kulağına erişmiş halka mal olmuştur. Sizin aranızda ayni dostluğun canlılıklarını görerek cidden bahtiyar oluyorum. Biz endüstriyi büyük ziraatın yardımcısı olarak kuruyoruz.

Ben Serbest Fırka vakalarından sonra Nazilli'ye gelmiş idim. O vakit, bana mahsulün para etmediğinden bahsettiniz. O vakit, liberalizm denilen iktisadî sistem bilinerek bilinmeyerek münakaşa ediliyordu. O zaman size "mahsulü dışarıya satmak müşkildir" dedim. Fabrika yapmak lüzumuna işaret ettim. "Bu fabrikayı kendi vesaitinizle kurabilir misiniz?" dedim. Bunun cevabı menfi oldu. "Memleketin başka yerlerindekiler gelip de sizin ihtiyacımız için bu fabrikayı kurarlar mı?" dedim. Bittabi, bu büsbütün imkânsızdır. Bu büyük işi, ancak devlet eline alıp bir gün Nazilli'ye gelir, fabrikayı kurar, pamuklarımızı alır. Bunun adına Devletçilik derler. Böyle bir Devletçiliğin taraftarı mısınız? (Kurbanıyız sesleri). 
O vakit de bana ayni şeyi söylemiştiniz. Bu fabrikanın bu kadar yakın bir zamanda kurulacağını tahmin etmemiştim. Türk ulusu dünyanın herhangi bir ulusu ile her sahada boy ölçüşmeye muktedirdir.Türk neslinin bir şans eseri olarak o kadar büyük bir reisi vardır ki, onun rehberliği altında yapılamayacak hiç biı şey yoktur. Türk milleti için Atatürk'ü sevmek daima bir ibadettir. Bir Hükümet reisimiz vardır. Biliyorsunuz ki, adı İnönü kahramanı, Lozan kahramanı, İsmet İnönü. Bu iki yerin ismini bir arada söylemekteki maksadım şudur ki, İsmet İnönü harp cephelerinde olduğu kadar bütün cihan diplomatları muvacehesinde de zekâ, irfan ve kabiliyetle muvaffak olmuş, bize Lozan muahedesi gibi bir şaheser hediye etmiştir. Saltanat idaresi sizi düşünmedi. Cumhuriyet rejimi sizin Rejiminizdir.  Bütün düşünceleri ancak sizin içindir. Milletin ikbal ve saadeti içindir. Sümer Bankın yaptığı iş herkesin menfaatinedir. Burada kurulacak olan fabrika kimsenin ekmeğini elinden almayacaktır. Civarda el sanayii ile çalışanlar vardır. Onlara yardım edeceğiz, kendilerine mükemmel boyanmış iplik vereceğiz ve satışlarına yardım edeceğiz. Arzu ettikleri kadar bu müesseseye amele de verebilirler. Çok geçmeyecek burada bir mamure yükselecektir.

Celal BAYAR'ın konuşmasının tam metni aşağıdaki kitaptan alınmıştır.
Ankara Üniversitesi siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları N0 = 580
BELGELERLE TÜRKİYE İKTİSAT POLİTİKASI 2. Cilt (1933-1935) Bilsay KURUÇ