13 Şubat 2016 Cumartesi

Sümerbank ve Sağlık


25 Ağustos 1935 günü Nazilli basma fabrikasının temelini atanlar "önce fabrikayı yapalım biraz para kazanalım" sonra gerekirse diğer ihtiyaç duyulan şeyleri yaparız dememişler. Fabrika binalarının inşaatıyla aynı anda,lojmanlar,sosyal tesisler,spor alanları,eğitim ve sağlık kuruluşlarının inşasına da başlamışlar.

İNŞAAT HALİNDEYKEN

Nazilli basma fabrikası,ham madde ve yakıt dışında dışarıya bağımlı olmadan ve çalışanlarının her türlü ihtiyacını karşılayacak yapı ve olanağa sahip olarak 9 Ekim 1937 günü Atatürk tarafından açıldı.

Nazilli basma fabrikası hastanesi şüphesiz saydığım olanakların en önemlilerinden biriydi. Bende bu ay blog yazımda daha önce kısaca anlattığım fabrika hastanesini ve Sümerbank'ın çalışanlarına, çalışanlarının  aile ve çocuklarının sağlıkları konusuna verdiği önemi detaylarıyla anlatacağım.

Nazilli basma fabrikası hastanesi Nazilli'ye açılmış ilk hastanedir. Yukarıda da belirttiğim gibi fabrika inşaatıyla aynı anda inşasına başlanmış 9 Ekim günü fabrikayla birlikte hizmete açılmıştır. Atatürk fabrika açılış törenini hastane binasının balkonundan izlemiş.aşağıda toplanan halkı buradan selamlamıştır.

HASTANE PERSONELİ

Hastane 40 yatak kapasiteli olup,ameliyathane,doğum,röntgen,diş ve eczane üniteleriyle komplike bir sağlık kuruluşu olarak açılmıştır. Öncelikle fabrika çalışanlarının sağlıklarını koruma ve sağlık sorunlarını çözmeye yönelik çalışmalar yapmış,acil durumlarda Nazilli ,yakın köyler ve çevredeki diğer ilçelerin vak'alarıyla da ilgilenmiştir.

En önemli başarılarından biri o yıllarda Nazilliyi kasıp kavuran Sıtma hastalığının kökünün kazınması ve Nazilli gündemine bir daha sokmamasıdır.

İş kazalarının yoğun olduğu bu dönemde fabrika içinde bu büyüklükte bir hastane olması çalışanlar açısından çok önemlidir.


Hastanenin en önemli hizmetlerinden biri aşılamadır.Periyodik aşılama uygulamalarıyla çalışanlarını hastalıklara karşı korumuş, uygulama içine çalışanların eş ve çocuklarını da katarak o günün şartlarında ülkenin diğer bölgelerine  göre sağlık standardını çok yukarılara taşımıştır.

DİŞ ÜNİTESİ

Fabrika hastanesi 1950 yıllarında çıkarılan Sosyal sigorta kanunuyla sağlık hizmetlerinin SSK. tarafından sağlanmaya başlandığı yıllara kadar görevini başarıyla sürdürmüş,1957 yılında sağlık personeli,araçları ve her türlü donanımıyla , lojman olarak kullanılan bir binanın boşaltılıp düzenlenmesiyle fabrika alanı dışına taşınarak SSK hastanesi olarak hizmete devam etmiştir.


Sümerbank,hastanesi SSK. ya devredildikten sonra da fabrika içerisinde revir açarak doktor ve sağlık personeli bulundurmaya ve personelini korumaya imkanlar ölçüsünde devam etmiştir.



Fabrika doktorları personel dışında ,fabrika kreşinde kalan çocukların sağlıklarını koruma ve sağlık sorunlarını çözmeye yönelik çalışmalar yapmış ayrıca fabrika içindeki atölye ve birimlerde çalışan personelin çalışma şartları ve sağlık koşullarının iyileştirilmesine yönelik inceleme ve düzenlemeler yapmışlardır.



BULDAN YAYLASINDA KAMP 1953

Ağır şartlarda çalışıp yıpranan personelin tekrar sağlığına kavuşmasına yardımcı olmak amacıyla yayla ve deniz kıyısında çadır kampları kurulmuş daha sonra yerleşik düzene geçilerek çalışanların ailelerine de hizmet verecek şekle dönüştürülmüştür. Arada kesintiler ve amaçtan uzaklaşma olsa da bu hizmete fabrikaların kapatıldığı 2000 li yıllara kadar devam edilmiştir.

AMELİYATHANE

1985 yıllarında fabrika revirinde sözleşmeli olarak iki hekim görevlendirildi. Hasta çalışanlar sabah ve öğleden sonra fabrika hekimleri tarafından muayene ediliyor tedavilerine yönelik ilaçlar yazılıyor, ilaçlar görevli personel tarafından alınıp hastalara iletiliyordu. Önemli hastalıkları olanlar hastanelere sevk ediliyor,rapor ve istirahat gerekenlerin işlemleri yapılıyordu. Böylelikle hem çalışanların maddi kayba uğraması hem de üretimin düşmesi engellendi. Artık Sümerbank'lı hastalar doktora değil doktorlar hastalara gelir oldu.

Ayrıca fabrika hekimleri fabrika yemekhanesinde hazırlanacak yemeklerin kalori hesaplamalarına, sağlıklık koşullarda hazırlanıp hazırlanmadığını kontrol etmekle görevliydiler. Bu denetim işçi sendikası ve fabrika müdürünün de katılımıyla 3 yönlü yapılıyordu.

Revirde enjeksiyon,pansuman,tansiyon ölçümü,dikiş gibi küçük müdahaleler yapılıyor,ayrıca erkek ve bayan personelin doğum kontrol araç ve ilaçları "ücretsiz" dağıtılıyordu.

Fabrika içindeki atölye ve birimlerde,ağrı kesici ilaç ,yara ve pansuman malzemeleri yine Sümerbank sağlık birimi tarafından temin edilip ecza dolaplarına konuluyor kullanıldıkça kontrol edilip eksikler tamamlanıyordu.

KADIN DOĞUM ÜNİTESİ

Anlattıklarım Sümerbank'ın her fabrikası ve iştiraklerinde aşağı yukarı aynı şekilde uygulanıyordu, eğer bu birimlerin yakınında Sümerbank mağaza ya da banka personeli varsa onlarda aynı olanaklardan yararlanıyorlardı.

HASTALAR YATAKTA

Bunlardan başka Sümerbank vakfına ait gezici hastane aracı  belirli aralıklarla fabrikaları gezip tüm Sümerbank personelinin akciğer röntgen filmlerini çekip kontrol ediyor,solunum sisteminde oluşabilecek problemleri erken tespit edip şüpheli görünen personelin hastane sevkini yapıyordu.

SÜMERBANK VAKFI GEZİCİ HASTANESİ

Biz Sümerbanklılar,personeline böyle değer veren bir kuruluşta çalıştığımız için çok şanslıydık. Şimdi bile yukarıda anlattığım hizmetlerin verilebildiği işletmelerin olduğunu sanmıyorum.

FABRİKADA SAĞLIK TATBİKATI

Sümerbank isteseydi yasaların getirdiği yükümlülükler dışında kalan hizmetleri vermeyip,daha çok para kazanabilir belki de büyük bir dünya markası olarak varlığını sürdürebilirdi.

O zaman kapatıldıktan 15 yıl sonra bunları yazamazdık. Başka ülkelerde örnek alınıp benzerleri yapılmaya çalışılmazdı. Farkı anlamak için Sümerbank'a liberal gözle değil,vatandaş gözüyle bakmak lazım.

 Liberal bakış açısına göre Sümerbank ve benzer kuruluşlar ortadan kaldırılması gereken kötü örneklerdi. Onlara göre işçi sendikasız olmalı,az para almalı,çok çalışmalı,sağlık problemleriyle de devlet ilgilenmeliydi.
HASTANE BİNAMIZ

Bir Sümerbank çocuğu ve çalışanı olarak yakından gözlemlediğim ve  yaşayarak gözlemlediğim , Sümerbank'ın "sağlık konusuna" bakış açısını elimden geldiğince anlatmaya çalıştım başka yazılarda,başka konuları anlatmak dileğiyle. Sevgiyle kalın  İlhan Öden.