31 Aralık 2021 Cuma

FABRİKADA YILBAŞI AĞAÇLARI.

Fabrikada Atatürk anıtının olduğu çiçekli adada, biri müdüriyet binasının sağ tarafındaki köşede diğeri yoklama kapısına bakan ilan panosu yanında iki Yılbaşı ağacı vardı. Kim dikti bilmiyorum ama ilginç ağaçlardı. Yapraklarının sararıp döküldüğü her şeyin bittiği anda tam yılbaşı günü, sanki yeniden doğuşu simgeler gibi muhteşem kokulu harika çiçekler açan nadir ağaçlardı. Bir kaç yıl öncesine kadar ağaçlar yerlerinde sağlıklı bir şekilde duruyorlardı. Sanırım o alana bakan görevli arkadaşlar bu ağaçları tanımadıkları için kesmişler. Kökleri hala duruyordu ama yeniden patlarlar mı bilmem.
Aynı alandaki yaban mersinleri ve ateş dikenleri de kaybolmuş.Yetersiz personel ile koca bir alana bakmak zor ama böyle özel ağaçları korumak lazım değil mi?

10 Ekim 2021 Pazar

ATATÜRK'ÜN HEDİYESİYDİ,KORUYAMADIK.

 5 Mayıs 1919 tarihinde Yunan ordusu İzmir'e çıkıyor.
Atatürk, Yunan birliklerinin ilerlemesini engellemek için silahlı bir güç oluşturmak üzere Celal Bayar'ı Nazilli'ye gönderiyor.
Celal Bayar, Osmanlı meclisinde de görev yapan Müderris Hacı Süleyman efendi üzerinden o zamana kadar eşkıyalık yapan zeybek çetelerini vatan müdafaasına davet ediyor.
Hacı Süleyman efendi öz oğlunu Demirci Mehmet efeye rehin göndererek, güvenini kazanıp, ikna ediyor, Demirci Mehmet efe ve bölgedeki diğer zeybek çeteleriyle, Nazilli'de Kuvva-i Milliye'nin çekirdeği oluşturuluyor. Nazilli işgale uğrasa da, zeybekler verilen görevi başarıp, düşmanı durduruyor, Nazilli'den öteye geçirmiyor. Kuvva- i Milliye Umum Kumandanı Demirci Mehmet efe ve kızanları ayrıca Düzce ve Konya isyanlarını da başarıyla bastırıyor. Kısaca anlattığım bu sürece, Celal Bayar genellikle Nazilli'de kalarak ve Ankara hükûmeti ile diyaloğu sağlayarak şahitlik ediyor.
Celal Bayar-Demirci Mehmet Efe 

Serbest fırka olayları sırasında Celal Bayan Nazilli'ye geliyor, nabız yoklaması yapıyor. Nazillililer, "Pamuğumuzu işleyemiyoruz, bir fabrika olsa da işlesek" gibi şikayetlerde bulunuyorlar. Celal Bayar "Fabrikayı kendiniz kurabilir misiniz? diye soruyor. Cevap, "kuramayız" şeklinde oluyor.. "Yabancı birileri gelip burada fabrika kurar mı?" diyerek devam ediyor. Tabi ki bu da büsbütün imkansız görülüyor. Bunun üzerine Celal Bayar "Devlet bir gün gelir, Nazilli'ye gelir, pamuklarınızı alır ve işler. Bunun adına devletçilik derler" diyerek cevap veriyor.

25 Ağustos 1935 tarihinde Nazilli Basma fabrikasının temelini atma törenindeki konuşmasında aynı diyaloğu tekrarlayıp. "Bu kadar çabuk olacağını ben bile tahmin etmemiştim" diyor.

Yukarıda yazdıklarımdan; Atatürk'ün milli mücadeleye katkısı ve bastırılan isyanlara teşekkür olarak Nazilli'ye bir hediye vermek istemesi ve hediyenin Celal Bayar'ın yönlendirmesiyle "Pamuk işleyen bir fabrika" olmasının kararlaştırdığı sonucunu çıkarıyorum. 

Bunu birkaç söyleşimde ifade ettiğimde hep  "Destekleyecek belgen var mı?"  sorusuyla karşılaştım. 
Fabrika yapılacak alanları belirlemek için kurulan, Sovyet uzmanlardan oluşan " Orlof heyeti" Nazilli için olumsuz rapor vermişti. Basına yansıyan fabrika adayı yerler arasında Nazilli'nin adı geçmiyordu. 

 "Şahsi bir düşünce ve inat ile Türk ve Rus uzmanların "Bu tesisat burada kurulamaz" raporlarına rağmen, Basma Fabrikasının Nazilli'de yapılmasına karar verebilecek tek otorite kimdi? Çok zeki olmaya ve düşünmeye gerek yok. Cevap tabi ki Atatürk.

Atatürk inisiyatif kullanmış, Hediyesini bizzat eliyle vermek için hasta olmasına rağmen Nazilli'ye kadar gelmişti.

Bu sefer "Belgesi var mı?" diyenlere, gösterecek bir belgem var. Hem de; "Devlet arşivleri genel müdürlüğü-Cumhuriyet arşivinden"  Aşağıda orijinal belgenin fotoğrafını paylaşıyorum.  Karar sizin. Sevgiyle kalın. İLHAN ÖDEN




18 Eylül 2021 Cumartesi

SÜMERBANK LOGOMUZU ÇALMIŞLAR.

 

ÜZÜLSEK Mİ YOKSA SEVİNSEK Mİ BİLEMEDİM?

Rahmetli Mehmet Ali Kağıtçı tarafından tasarlanıp çizilen Sümerbank'ın anahtar şeklindeki logosunu almış kullanıyorlar. Fabrikalarımız, banka şubelerimiz, mağazalarımız, gayrimenkullerimiz gitti. Çalınmadık bir logomuz kalmıştı onu da çalmışlar.

Maliye bakanı Kemal Unakıtan böbürlene, böbürlene 'Sümerbank'ı bitirdik, yakında tarihten siliniyor. Elinde bir şey kalmadığı gibi ismini de kaldırıyoruz' demişti...Logomuzu hesaba katmamış anlaşılan .Biz kullanamasak da birileri hala kullanmaya devam ediyor.


İşte böyle, Kemal Bey, sen çoktan tarihten silindin gittin, biz olmasak adını anan yok. Gerçi biz de seni pek hayırla anmıyoruz ama yine de haberin olsun.