15 Mart 2009 Pazar

Bir TABLO 'nun Hatırlattıkları.

Yukarıdaki resim paint ile tarafımdan düzeltilmiştir..
.
Nazilli Sümerbank Basma Fabrikasının balo salonundaki Tarihi yağlıboya Atatürk tablosuyla ilgili spekülasyonlar gerek yazılı, gerek sanal medyada uzun süredir yer almakta.
Tabi ki konu ihmal edilmeyecek kadar önemli ama suçlu aramak yerine bir an önce gerekli restorasyon işleminin başlatılması, tablonun aceleye getirilmeden usta ellere teslim edilip,tekrar kazanılması gerekiyor.Bunları belirtip,tablonun bana anımsattıklarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
.
FOTOĞRAFLARI BÜYÜK GÖRMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN.
Fabrika Salonunun Genel Görünüşü

SÜMERBANK BALO SALONU
Nazilli Sümerbank basma fabrikası o dönemde çevre illerin ve Nazillinin çeşitli etkinliklere en uygun şekilde yapılmış sosyal tesislere sahip tek kuruluşuydu.

Hele tablonun asıldığı büyük salon fabrikanın en gözde mekanlarından biriydi.Tablo,normal giriş yapıldığında salonun sağ tarafında,sıcak mevsimlerde yan kapılar açıldığında ise tam karşı duvarın ortalarında salona girenlerin göz göze gelecekleri pozisyonda asılı dururdu.

Tahminime göre yaklaşık 2,5 metreye 3 metre boyutlarında vardı.Açılış gününde salonda üslup bakımından aynı ressamın fırçasından çıktığını tahmin ettiğimiz daha küçük boyutta İsmet İnönü ve Celal Bayar tabloları da varmış. Bu tablolar sonraki yıllarda kaldırılmış.Bizim çocukluğumuzda salonda yalnız Atatürk'ün portresi asılıydı.
Tablo,resimden çok anlamasam da benzeri az bulunan,sadece bir iki kahverengi tonla yapılmış sanki paraların içindeki gizli Atatürk figürleri havasında etkileyici bir tabloydu.Büyük salonun tavanına yakın 7-8 metrelik yükseklikten yere kadar uzanan Sümerbank kumaşı bordo perdelerin tam ortasında yer alır salondakilere tepeden bakardı.Altında yine aynı kumaştan yapılmış perdelerin kapattığı yemek salonuna açılan bir kapı vardı.

Fabrika balo salonunun ,Atatürk büstü önünden görünüşü


Bu salon pek çok farklı amaçlar için kullanılan adeta müessesenin vitrini
olma özelliğinde ,otomatik açılıp kapanan perdelere sahip müstakil sahnesi,kulisi olan ,sahnenin tavana yakın üst ortasında zamanı daima doğru gösteren yuvarlak bir saat yer alan modern bir salondu.


FOTOĞRAFLARI BÜYÜK GÖRMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN

FABRİKA ORKESTRASI ve MEŞHUR PİYANO (1950 Yılları)


Salonun sahneye yakın iç köşesinde bazı yazılarda o yıllarda varlığından hayretle bahsedilen piyano dururdu.Piyanonun üstünde yine perdelerin kumaşından bordo bir örtü olurdu ama her çocuk istediğinde piyanonun tuşlarına dokunabilir,işi yaramazlık ve rahatsızlık boyutuna taşımadığı sürece biraz "tıgırdatmasına" izin verilirdi.


Salonun en önemli özelliği sinema salonu olarak kullanılmasıydı. Fabrika ilk açıldığı zaman anadolunun çeşitli yerlerinden Nazilli’ye çalışmak için gelen okul görmemiş,şehir hayatına uzak nispeten cahil sayılabilecek çalışanlarına modern hayatı tanıtmak amacıyla zorunlu olarak seçkin sinema örneklerinin izlettirildiğini böylece bir nevi eğitim ve adap-ı muaşeret öğretilen bir kültür merkezi olarak kullanıldığını büyüklerimizden duyardık.

Sonraları haftada iki gün büyüklere cumartesi gündüz de çocuklara küçük bir ücretle seçkin filmler izlettirilen programlı bir sinema haline getirildi.

Özellikle cumartesi çocuk matinesinin Sümerbank çocuklarının anılarında çok önemli bir yeri vardır. O zamanlar cumartesi günleri yarım gün okula gidilirdi..Okuldan bir an önce eve gelir apar topar üstümüzü değiştirir,iki lokma yer yemez koşarak evden çıkardık.



Sinema vakti gelmeden fabrika bekçileri bizi içeri almadıkları için nizamiye kapısının önünde bekler,Sümerbanktan sağlık nedeniyle ayrılmış kapı önündeki yeşil alanda mavi arabasıyla çekirdek satan Aydın amcadan gazoz çekişen (Gazoz şişesi çalkalanır bir süre beklenir kapak açıldığında gazozun taşıp taşmıyacağı konusunda bahse girilirdi.Kazanan gazozu içer kaybeden parayı öder) çocukları seyrederdik.O zamanlar fabrika önü bugün olduğu gibi meydan halinde değildi.Nizamiyenin sağ ve sol taraflarında üçgen şeklinde simetrik olarak birbirine bakan büyük çam ağaçları altında ortası çimli yeşil demir borularla çevrilmiş küçük park gibi yeşil alanlar vardı,70 li yıllarda bu ağaçlar kesilip Nizamiye önü meydan haline getirildi.

.
Bekçibaşı İlhami pencereden işaret verince bekçiler kapıyı açar çekirge sürüsü gibi sinemaya doğru koşardık.Salona girince işte bu Atatürk tablosu bize sanki “uslu durun çocuklar”der gibi tepeden bakardı.

Sinema sorumlusu (rahmetli) Tayyare Nuri sert bir adamdı yada özellikle bize kendini öyle gösterirdi.Yüzlerce çocuğu bir sinema salonunda 1,5-2 saat kontrol altında tutmak herkesin harcı değildi. Sinemada çekirdek yiyenleri yakalamak uzmanlık alanıydı. Tayyare Nuri’nin feneri yandı ğında yerde veya elimizde çekirdek kabuğu varsa kendimizi kapının önünde bulurduk. Kapıda (rahmetli) Apartman Mustafa durur,sinemanın temizlik ve sandalye düzenini odacı Yaşar amca yapardı.Bir de makinist Rüştü amca vardı bu personel fabrikanın çeşitli ünitelerinde çalışır sinema hizmetlerini ekstra mesai ücretiyle yaparlardı. Yazları yazlık bahçesinde sinema yine aynı personelle haftada 3 gece hizmet verirdi. 1970 li yıllarda seks filmleri furyası ve televizyon yaygınlaşıncaya kadar Sümerbank sineması faaliyetine devam etti.

NAZİLLİ LİSESİ ORKESTRASI
FOTOĞRAFLARI BÜYÜK GÖRMEK İÇİN ÜZERLERİNE TIKLAYIN

Salonun diğer bir hizmeti ise düğünler ve özel günlerde yapılan balo'lardı.Pek çoğumuzun ablası,abisi,amcası veya dayısı bu salonda yapılan düğünlerle evlenmişti.Fabrika mensupları çok az bir parayla bu hizmetten yararlanırdı.Salonda sadece modern balo şeklinde düğünlere izin verilirdi,geleneksel,davullu zurnalı düğünlere kesinlikle izin verilmezdi.


1960 lı yıllarda Nazilli lisesi müzik öğretmeni Aydın bey'in lise öğrencilerinden oluşturduğu bir orkestra vardı.Bu orkestrada Sümerbanklı rahmetli iğneci Huriye'nin oğlu Mesut,yine Sümerbank çocukları Tufan Akdemir,Kürşat Şekillioğlu ve Başka bir Sümerbanklı İbrahim Yanıköz'ün oğlu Gürol Yanıköz ve Sümerbank kreş hemşiresi Zehra Talu'nun kızı Aylin ile oğlu Salih isminde gençlerde vardı.


NAZİLLİ LİSESİ ORKESTRASI
FOTOĞRAFLARI BÜYÜK GÖRMEK İÇİN ÜZERLERİNE TIKLAYIN

Bazen başka şehirlerden de orkestralar gelirdi,Özellikle İzmir’den gelen “Kıvılcımlar” orkestrası güzel hareketlerle süslediği Show ile izleyenlerin beğenisini kazanırdı.
FOTOĞRAFLARI BÜYÜK GÖRMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN
GIZANLAR ORKESTRASI

Sonraki yıllarda
Nazilli lisesinin 2. kuşak orkestrası olarak kurulan "Gızanlar" grubu salonda düğünlerde çalmaya başladı. Necdet İçellioğlu,Samet Kafkas,Salim Tekçeer ve Lemi Esin gibi Sümerbank çocuklarından oluşan bu grup kısa zaman sonra Yenimahalle ortaokulu müzik öğretmeni Ertuğrul Düzgün önderliğinde "Dinamikler" orkestrasının omurgasını oluşturup, Nazillinin efsane gruplarından biri haline geldi. Nazilli Dinamikler orkestrası, disiplin,müzikal kalite ve kostüm bakımından Nazilli gruplarının çıtasını oldukça yükseklere taşıyıp uzun yıllar başarıyla müzik yaptı. Ayhan Öztemiz ve Gürol Yanıköz'ü de daha sonra Dinamikler orkestrasına katılan diğer Sümerbanklılar olarak hatırlıyorum.

DENİZLİ "ALTIN HOROZ" MÜZİK FESTİVALİ BİRİNCİSİ DİNAMİKLER

Yine müzik öğretmeni Lütfü Selek desteğiyle Mehmet Yumurtacı gibi Nazilli Öğretmen Okulu öğrencileri tarafından kurulan ve aralarında Mustafa Cantok'un kızı Sevinç Cantok ve yine Gürol Yanıköz
gibi Sümerbank mensup ve çocuklarının yer aldığı "Şölen" orkestraları da bu salonda çok güzel düğünler yaptı.



FOTOĞRAFLARI BÜYÜK GÖRMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN.
ŞÖLEN'deki Sümerbanklılar.Gürol Yanıköz,Sevinç Cantok ve Muharrem.
Bu gecelerde herkes sanki Atatürk tablodan değil de bir pencereden kendilerini izliyormuş gibi modaya yakın giyinmeye gayret eder ve en son dansları yapmak için birbiriyle yarışırlardı.
FOTOĞRAFLARI DAHA BÜYÜK GÖRMEK İÇİN ÜZERLERİNE TIKLAYIN.
SALONDA YAPILAN BİR SEMİNERDEN

Salon,turneye çıkan profesyonel,amatör tiyatro gruplarına,okul
gecelerine, Çeşitli meslek kuruluşlarının balolarına,sergi ve defile gibi etkinliklere, seminer, konferans, sendika , sümer spor,ölüm yardımlaşma,yardım sandığı ve cami derneği gibi fabrikaya bağlı yan kuruluşların genel kurullarınada ev sahipliği yapar bu etkinlikler vesilesiyle çalışanlarının kültür çıtasını neredeyse avrupa seviyesinde tutardı. Nazilliden ,özellikle Sümerbank mensuplarının çocuklarından üniversite sınavını kazanan yada memuriyet nedeniyle büyük şehirlere gidenler bu etkinlikler sayesinde bocalamadan yeni hayatlarına adapte olurlardı.

Elbet Atatürk orada değildi,bizleri izlemiyordu ama çalışanlar ve aileleri
Atatürk felsefesinin çizgisinde bugünkünden çok daha ileride yaşıyorlardı.1950-60 yıllarında Nazilli bağlı olduğu Aydın ve yakınındaki Denizli vilayetinden nüfus ve diğer faktörler Bakımından daha ileri bir yerleşim birimiydi.O yıllardaki resmi kayıtlar incelendiğinde böyle olduğu açıkça görülecektir.

Geçmişte bu salonun çatısı diğer çatılar gibi her yıl Sümerbank inşaat bakımcıları tarafından hambez ve sıcak zift kaplamasıyla onarılırdı,iç tavan kaplaması yine özel bir sistemle bezle kaplanmıştı,fabrikanın üniversiteye devriyle bu işlem bir iki yıl yapılmayınca maalesef kimsenin istemediği bu kaçınılmaz sona gelindi.

İşte böyle....
Tablonun bana anımsattıklarını sizlerle paylaştım. Bence,Kimse kimseyi suçlayıp incitmeden elele verip,Atatürk’ün yağlı boya tablosu bir an önce restore edilip yerine asılmalı. Geçmişte Sümerbanklılara baktığı gibi,Adnan Menderes Üniversitesi öğrencilerine de aynı pencereden bakmalı, gözetmeli, denetlemeli.

Her Türk genci gibi özellikle bu günlerde onlarında buna çok ihtiyaçları var.
Muhabbetle....



İlhan ÖDEN

NOT: Atatürkün asıl mirası fabrika kapatılırken kılını kıpırdatmayan Nazilli halkının Atatürk tablosu için futbol maçında eylem yapmasını yadırgadım.Bunu özellikle belirterek,iki işi bir arada çıkaran bu garip eylemi fazla kurcalamadan, "Geç kalınmış,olumlu bir gelişme" olarak değerlendirip başka konularda da aynı hassasiyeti
göstermelerini temenni ettiğimi belirtirim.


7 yorum:

  1. Yazılarınızı ilgiyle okuyorum. Özellikle sinema ve balo salonuyla ilgili yazılarınızı okuyunca birden çocukluğuma ve genç kızlık dönemime gittim. Bu yazınızda sözettiğiniz isimler de benim tanıdığım kişiler. Balo salonunun bir tane resmi var ben de ama tarayıcım olmadığı için onu bilgisayara yükleyemiyorum. Ayrıca akrepburcu58 sayfamda yeni yayınladığım bir yazı ve resim var. Bakarsanız sizde bu kumaşı hatırlarsınız.

    YanıtlaSil
  2. Ilhan cigim Necdeti Samet i ErtugrulDuzgun u hatirladinda mahallenin cocugunu Salonda en cok dugun ve balo yapan VENUS SET4 LUSUNU nasil es gectin? Veya saatci kamilin oglu Atilla yi. Ama bende her konuda sana katiliyorum.Yazik oldu Sumerbank a Once top sahasindan basladilar sonrasi malum Agzina saglik optum.

    YanıtlaSil
  3. Elbette,"Venüs Set Dörtlüsünü" de hatırlıyorum,O sıralar orkestralarda yeni yeni kullanılmaya başlayan org arkasında sizi de kırmızı ipek gömleğinizle hatırlıyorum.Başka hatırladıkladıklarımda var.özellilke Sümerbank çocuklarından,Mesela Gürol abi,Rahmetli Tom Jones Erol,sevgili arkadaşlarım Ali Rıza Pekel,Çetin Kiriş,Yılmaz Okumuş,Nuri Savaşçı yine Dinamiklerden Salim ve Sincap Kemal,Kara Mehmet gibi..(daha başkaları da var.)
    Ama konu salon olunca fazla detaya giremedim. Kusura bakmayın.. Babanız rahmetliyi,evinizi ve sizi çok iyi biliyorum.Sanırım Hollanda da yaşıyorsunuz.Gönülden selamlar..

    YanıtlaSil
  4. Deniz Yanıköz12 Ağustos 2011 04:34

    Sevgili Ilhan abi-tanımasam da...ITU mezunu bir gemi inşaat mühendisiyim ve ticari gemiler işletiyor&kiralıyorum.Ancak şu fotoğrafları görünce içimi özlem kaplıyor."Gürol abi" dediğiniz insan benim sevgili amcamdır.Onun şarkı söylemesi,bulunduğu ortama çok meşhur bir jazz sanatçısı gelmiş etkisi yaratır bizde.Kendisini ma-aile çok çok sever ve de sayarız.Özgür ruhu ve geniş ufku ile bizleri hep aydınlatmış,şefkatle büyümemizde faydalı olmuştur...Size ve okuyan herkese saygılarımla...Deniz Yanıköz

    YanıtlaSil
  5. Merhaba Deniz.
    Gürol abi için söylediklerine aynen katılıyorum.Hayata gözlerimi açtığım ilk günlerden bu yana ailenizi ve Gürol abiyi tanırım. Müzisyenliği kadar bilinmesede aynı zamanında çok iyi bir futbolcuydu.Seninle tanışmasakda yukarıda da belirttiğim gibi ailenizi yakından tanıyorum.Hatta geçen yılki düğününüze de katıldım.Sana ihtiyacın olan her konuda başarılar dilerim. Selamlar,sevgiler.

    YanıtlaSil
  6. Deniz Yanıköz16 Ağustos 2011 03:13

    Ilhan abi tekrar merhaba,

    Çok teşekkür ederim,ayağınıza sağlık,iyi ki gelmişssiniz.Ben sizi sima olarak biliyorum zaten ama haliyle bizlerden büyük olduğunuz için pek bir diyaloğumuz olmamıştı.Elinize emeğinize sağlık,sitenin güzelliği değil varlığı yeter doğrusu.Hele ki,U apartmanlarında büyümüş,Sümerbank'ımızda köfteler yiyip,ortalarda cirit atan biz geçmiş zaman yaramazlar için pek kıymetli...
    Sizler sağlık,şifa ve ağız tadı diliyorum.Hoşçakalın...

    YanıtlaSil
  7. Güzel sözleriniz için teşekkür ederim.Sizlere biraz olsun eski günleri hatırlatabiliyorsam amacıma ulaşıyorum demektir.Muhabbetle...

    YanıtlaSil