Karınca, ömrü boyunca durmadan çalışmış. Sigorta primlerini düzenli olarak ödemiş. Emeklilik şartlarını yerine getirdiğinde müracaat edip emekli olmuş. İstenenden daha yüksek prim ödediğinden ve öngörülenden daha çok günü olduğundan emekliliğinde ihtiyaçlarını rahatça karşılayacak kadar maaş alıyormuş. Bu yüzden kendi kendine “ iyi ki çalışmışım, iyi ki tavandan prim ödemişim, emeklilik yaşamımda sıkıntı çekmeden yaşayacağım” diye seviniyormuş. Ağustos böceği ise ömrü boyunca çalgı, çengi işi buldukça çalışmış, iş olmadığında yan gelip sazını çalmaya, gününü gün etmeye devam etmiş. Yaşı geldiğinde emekli olmasına zar zor yetecek kadar prim ve gün sayısını zorla denkleştirebilmiş. Emekli olduğunda zorunlu ihtiyaçlarını bile zor karşılayan, tabandan düşük maaş bağlamışlar.
Yıllar geçtikçe hayat giderek zorlaşmaya, her şey pahalanmaya, Karıncanın emekli maaşı pahalılık karşısında erimeye başlamış. Emekli maaşları her yıl tespit edilen yıllık enflasyona göre hesaplandıkça karınca biraz daha fakirleştiğini hissediyor, üzülüyormuş.
Ağustos böceği ise halinden pek memnun olmasa da, maaşının giderek Karıncanın maaşına yaklaştığını görüyor içten içe “ iyi ki Karınca gibi ömrümü çalışmakla geçirip kendimi yıpratıp, yormamışım, işte sonunda aramızda önemli bir maaş farkı kalmadı” diye söylenip seviniyormuş…
Masaldan yazacaklarım şimdilik bu kadar çünkü masal halen devam ediyor.
Gönlüm masalın sonucunda, Ağustos böceğinin de, Karıncanın da huzurlu ve rahat bir şekilde yaşamalarını sağlayacak düzenlemelerin “Karıncaların geçmiş hizmetlerinin ve ödemelerinin gözetilerek” yapılmasından yana… Umarım düzenlemeyi yapacaklar, Karıncalarla, Ağustos böceklerinin “farklı türler” oldukları gerçeğini göz ardı etmeden gerekeni yaparlar. İLHAN ÖDEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder