27 Ocak 2020 Pazartesi

Babamla sohbet...

Rahmetli babam Nazilli basma fabrikasında dokuma ustasıydı. İşini seven ve kendini geliştirmeye çalışan biriydi. Çalıştığı yıllarda Northrop dokuma tezgahlarının batarya ve roper cihazları üzerinde yaptığı değişikliklerle,üretime katkı sağladığı için iki kere ikramiye ile ödüllendirilmişti.

Aile toplantılarında bile fabrikadaki çalışmalarından, o gün yaşanan olaylardan ve tezgah arızalarından konuşur,çözümler konusunda arkadaşlarıyla fikir alışverişlerinde bulunurlardı. Günlük yaşantılarının her diliminin merkezinde fabrika ve dokuma salonu vardı.Yaş haddinden zorunlu emekli edilinceye kadar, tam 33 yıl Nazilli Sümerbank'a hizmet etti.
Askerlik dönüşü Dokuma makina bakımda işe başladığımda birkaç yıl bende babamın çalıştığı Northrop dokuma tezgahlarının tamir ve bakımında çalıştım. Beraber olduğumuzda ne yapar eder sözü hep dokuma salonuna,dokuma tezgahlarına getirir,eski günlerde yaşadıklarından bahseder, sohbet ederdik. Bana tezgah arızalarıyla ilgili bildiklerini,deneyimlerini adeta o anları tekrar yaşar gibi heyecanla anlatırdı...

1985-86 yıllarında Northrop tezgahlar üretimden kaldırılıp yerine  Dornier dokuma tezgahları getirildi. Artık yeni tezgahlarda çalışmaya başlamıştık. Babamla dokuma salonu sohbetlerimiz devam ediyordu ama şekli değişmişti. Artık  eski tezgahlar ile yeni tezgahlar arasındaki benzerlikleri ya da  farklılıkları konuşuyorduk.
 Eskiden o anlatıyor,ben dinliyordum,artık ben anlatıyordum o merakla dinliyordu.
Yeni tezgahlarda teknolojik bakımdan eski tezgahlara göre önemli değişiklikler vardı. Her gidişimde bir yolunu bulup sözü yine dokuma tezgahlarına getiriyor, sorular sorup yeni tezgahlardaki teknolojik gelişmeleri öğrenmeye anlamaya çalışıyordu.
Eski tezgahlarda friksiyon dişlisi, yeni tezgahlarda kavrama sistemi var diye başlar, kavrama sisteminin,friksiyon dişlisine göre üstünlüklerinden bahseder,atkı ipliği koptuğunda mekiğin yuvada kaldığını,çözgü ipliği koptuğunda tezgahın iplik geçirme pozisyonunda durduğunu anlatırdım. Hayretle dinlerdi.
Başka bir gün atkı çatalını sorar, masuranın üzerinde metalden yüzük olduğunu,atkı ipi azalınca elektrikli sistemin bu yüzük vasıtasıyla devreyi tamamlayıp masura değiştirdiğini anlatırdım.

Bu gelişmeleri anlattıkça sanki hala çalışıyormuş da işi kolaylaşmış gibi mutlu olurdu.

Ara sıra futboldan,siyasetten bahsetsek de...
Babamı en mutlu eden sohbetler bunlardı. Bende onu mutlu etmek için bıkmadan, sıkılmadan  anlatırdım.
Sağlık durumu izin verse kesinlikle yeni tezgahları görmeye giderdi. 

Mesleğini seven,işini gerektiği gibi yapmaya çalışan ve bunun için yarışan örnek bir nesil... 
Bir daha asla o salonda çalışamayacağını bildiği halde hala öğrenme çabasındaki bir nesil...

Nazilli Basma fabrikası 20 Mayıs 2002 tarihinde kapatıldı.
Babam fabrika kapatıldıktan 15 gün sonra,6 Haziran 2002 tarihinde vefat etti...
Sanırım artık konuşulacak bir şey kalmamıştı...










2 yorum:

  1. Nurlar içinde yatsın, sanırım o neslin insanları öğrenmeyi, öğretmeyi ve işini tam hakkıyla yapmayı kendilerine düstur olarak benimsemiş kişilermiş. İş aşkıyla yanıp tutuşmuşlar ve işlerini tam hakkıyla tek seferde yapmak için azami gayret sarfetmişler. Bizleride aynen bu çizgide yetiştirmek için ellerinden geleni yaptılar, ne mutlu bizlereki böyle ebeveynlere sahipmişiz. Rahmetli babam da mesleğini hiç usta yüzü görmeden kendi çabasıyla öğrenip icra etmişti, diyebilirimki konusunda nice ustalarada ders verebilecek bir bilgi seviyesi ve birikimine sahipti. Mekanları cennet olsun, dileğim onlar için cennetin en güzel yerlerinde olmalarıdır.

    YanıtlaSil