16 Haziran 2025 Pazartesi

HEP BANA... YOK SANA !

 Aşağıdaki şema kapatılan Nazilli basma fabrikasının arazilerinin ne kadar "ADİL" dağıtıldığını gösteriyor.

KUŞADASI SÜMERBANK KAMPI: Nazilli fabrikasının çalışanları için yapılmış, sonradan genel olarak Sümerbank'lıların hizmetine açılmıştı. Kapatılıncaya kadar tüm masrafları Nazilli Sümerbank tarafından karşılandı. Kampı Sümerbank çalışanlarının kurduğu Sümerbank vakfı bedelini ödeyerek almak istedi ama ihaleye bile sokmadan bedelsiz Aydın özel idaresine verildi.

SÜMERBANK LOJMAN ALANLARI: Önce Nazilli belediyesine verildi, mahkeme sonucunda Aydın büyükşehir belediyesi mülkiyetine geçti. (200 dönüm)

BASMA FABRİKASI ARAZİSİ: "Fabrikayı kapattık ama yerine üniversite açacağız, ilk etapta 3000 öğrenci daha sonra 5000 öğrenci olacak, Nazilli öğrenci kenti olacak, fabrikanın kapatılmasından etkilenmeyecek" dediler. Bedelsiz olarak Adnan Menderes üniversitesine verdiler. Şimdi tam sayıyı bilmiyorum ama tahminen 300 öğrenci ancak vardır. Öğrenci sayısı artmak yerine her yıl biraz daha azalıyor. (200 Dönüm)

GIDI GIDI YOLU: Nazilli belediyesine verildi, SİT korumasında alınıp satılmaz. Maddi olarak hiç bir değer ifade etmiyor.

Polis okulu' da böyle gitti, okul yıkılacak yeniden yapılacak dediler. Biz "okul yıkılırsa bir daha yapılmaz" dedik. "Okul yapılınca yazdıklarınızdan utanacaksınız" dediler. Mesajlar hala duruyor. Polis okulu uçtu gitti...

Sümer ilkokulu yıkılırken, tepki gösterilmesin diye "Okul depreme dayanıksız, yıkıp öğretmen evi yapacağız" dediler. Bir kaç sene geçince, Öğretmen evi 'de hayal olup gitti. 
Vilayet olmanın avantajını işte böyle, böyle kullanıyorlar. Nazilli'yi hep aynı taktikle aldatıyorlar...
Yemekleri yiyip bulaşıkları bize yıkatıyorlar.  İLHAN ÖDEN 

NOT: Kuşadası'nın, Nazilli Sümerbank arazileriyle ne ilgisi olabilir? Gibi bir soru akla gelebilir. Sümerbank Fabrika ve tesislerinin hemen hepsi bulundukları yerin belediyelerine bırakıldı. Bursa'da, Denizli'de, Malatya'da... Sümerbank kampı 'da, kamu parasıyla yapılmış bir tesisti. 35-40 yıl Kuşadası'nın bir parçası olarak kullanılmıştı, diğer Sümerbank tesisleri gibi Kuşadası belediyesine bırakılması, "Kamu malının, kamuya iadesi bakımından" daha uygun olurdu. Kuşadası halkının kullanımına açılır, kimse de karşı çıkmazdı.

2 yorum:

  1. Ramazan Topoğlu
    İlhan ÖDEN'in bu haklı tanı ve değerlendirmeleri önce derinden bir "ah çektiriyor."
    Nazilli'nin bile bile kaybettirilen kültürel ve tarihi mirasları. Bir Vefa ve Adalet Sorgulaması.
    Nazilli'nin eski ve yakın geçmişindeki önemli bir yaranın, yitirinen değerlerin ve verilen sözlerin tutulmamasının acı bir dökümü niteliğinde dile getiriyor değerli İlhan ÖDEN beyefendi. Nazilli için hep diri tuttukları Nazilli sevgisi ve bilinci için teşekkürlerimizi sunuyoruz.
    İlhan Öden kapatılan Nazilli Basma Fabrikası ve ona bağlı arazilerin "adil" dağıtıldığı iddiasının aslında nasıl bir haksızlığa dönüştüğünü çarpıcı örneklerle gözler önüne seriyor.Yalnızca bir bilanço sunmakla kalmıyor, aynı zamanda Nazilli'nin belleğine ve geleceğine yapılan müdahalelerin derin izlerini de sorguluyor, düşündürüyor.
    Kuşadası Sümerbank Kampı'nın çalışanların vakfına verilmek yerine bedelsiz olarak Aydın Özel İdaresi'ne aktarılması, Sümerbank Lojman alanlarının belediyeler arasındaki mülkiyet çekişmeleri, ve özellikle Basma Fabrikası arazisinin üniversite vaadiyle bedelsiz verilip öğrenci sayısının düşmesi, verilen sözlerin nasıl havada kaldığını net bir şekilde gösteriyor. Aydın'ın ilinin meclisteki temsilcileri uyuyor mu, Nazilli eskiden bu yana programlarında etkili ve yönlendirici biçimde neden yok? "Nazilli öğrenci kenti olacak" söyleminin, bugün 300 civarındaki öğrenci sayısıyla nasıl bir yanılgıya dönüştüğü, bölge halkına verilen boş vaatlerin acı bir örneği olarak karşımıza çıkıyor, acıtıyor, üzüyor.
    Folklorik ve edebi değeri ve de tarihi "Gıdı Gıdı Yolu"nun maddi değer taşımaması, Polis Okulu'nun "yeniden yapılacak" vaadiyle yıkılıp bir daha inşa edilmemesi ve Sümer İlkokulu'nun "depreme dayanıksız" gerekçesiyle yıkılıp öğretmen evinin de hayal olması, yerel halkın güveninin nasıl sarsıldığını gözler önüne seriyor,. Nazilli halkının sistemli programlı örgütlü etkili çıkışlar yapması lazım. Bu örnekler zinciri, "Nazilli'yi hep aynı taktikle aldatıyorlar" ve "Yemekleri yiyip bulaşıkları bize yıkatıyorlar" ifadeleriyle doruk noktasına ulaşıyor. Bu benzetmeler, İlhanca çaresizliği ve öfkeyi güçlü bir şekilde ifade ediyor. Her Nazillili her aydınlı bu bilince erişmeli.
    Seksenli yıllar öncesinde, Nazilli Ticaret Lisesi yıllarımda bir ulusal bayram günü Nazilli'de kutlamasında sayısız okul öğrencilerinin tören geçişleri Nazilli'nin en güzel anılarındandı.
    ÖDEN, Nazilli'nin "il olma" potansiyelinin ve sahip olduğu değerlerin nasıl çarçur edildiğine dair önemli noktalarını dile getiriyor. Sümerbank Basma Fabrikası gibi bir sanayi devinin arazilerinin akıbeti, yalnızca ekonomik bir kayıp değil, aynı zamanda tarihi, kültürel ve sosyal bir mirasın da nasıl yok sayıldığının göstergesini hep İlhan Öden anlatıyor. Bu durum, yerel yönetimlerin ve merkezi idarenin karar alma süreçlerinde şeffaflık, hesap verebilirlik ve halkın gerçek ihtiyaçlarını göz önünde bulundurma gerekliliğini bir kez daha ortaya koyuyor. Bu sorun Valisinden Kaymakamından, Belediye Başkanlarından herkesi ilgilendiriyor. Valiler Kaymakamlar hep geçici, görevleri kısa sürüyor.
    Nazilli'nin sadece coğrafi bir konumdan ibaret olmadığını, yaşayan bir tarihi ve hak edilmiş bir geleceği olduğunu yalnızca İlhan Öden ve bu doğrultudaki az sayıdaki kişilerden mi ibaret kalacak?
    Umuyoruz ki ÖDEN'in bu ve her zamanki haykırışları, Nazilli'nin değerlerine sahip çıkılması ve geçmişteki hataların ve eksikliklerin ve de uyuşuklukların yinelenip durmaması adına önemli birer uyarıcı olur. Öyle umalım.
    Nazilli için çırpınan yüreğini ortaya koyan İlhan Öden'i her zaman kutluyoruz.
    Yok mu başka Yörük Ali Efe, Demirci Mehmet cesaretleri?
    Günümüzün bir Malgaç baskını gerekiyor Nazilli'yi uyuşturan ve haksızlık eden güçlere karşı. İlhan Öden'e sevgi ve saygılarımızla.

    YanıtlaSil
  2. Ilhan Öden
    Ramazan Topoğlu Teşekkür ederim. Özellikle Polis okulu, Sümerbanktan sonraki en büyük kaybımız.
    Önce “Nazilli’den başka hiç bir ilçede polis okulu yok” dediler. Bunun olmasının ne sakıncası varsa, ilçe dedikleri yer o zaman pek çok ilden daha gelişmişti? (İlçeler vatan toprağı değil mi?) Sonra Aydın merkeze bir polis okulu daha açtılar. Bu seferde ‘hiç bir vilayette iki polis okulu yok” dediler. Süreç böyle başladı. Sonuçta Nazilli’nin kolunu bacağını budayıp, bir daha asla eski potansiyeline kavuşamayacak hale getirdiler. Otoban da açıldı artık araçlar Nazilli’ye uğramadan geçip gidecekler. İsabeyli'deki üniversite kampüsü de eski günlerini arar halde. Göreceksiniz. Bir kaç yıl sonra “ Bir zamanlar Türkiye’nin en büyük ilçelerinden biri olan Nazilli artık Aydın vilayetinin en büyük ilçesi olma özelliğini bile, Aydın’ın başka ilçelerine kaptıracak". Vilayet olma defteri, bir daha açılmamak üzere kapandı. Artık politik malzeme olarak bile gündeme gelemeyecek. Maalesef acı gerçek bu. Selamlar

    YanıtlaSil