Nazilli basma fabrikası için çok şey yazıldı.
Çılgın projelerin gündeme oturduğu günlerde “Atatürk’ün çılgın projesi” olarak, televizyon programlarında, dergilerde, gazete haberlerinde boy gösterdi.
75 yıl önce yapılmış fabrikanın, yeni yapılan fabrikalarda bile olmayan özellikleri anlatıldı, şaşkınlık içinde izlendi,okundu..
Doğru, yanlış çok şey anlatıldı ama bu yazıda anlatacaklarımı şimdiye kadar kimse anlatmadı.
NAZİLLİ BASMA FABRİKASI SİLAHLI KUVVETLERİ
Hemen “O da bir şey mi? Her fabrikanın silahlı bekçileri var” dediğinizi duyar gibiyim. Acele etmeyin benim bahsettiğim kişiler tabancalı güvenlikçiler değil. Elbette, fabrika çevresindeki kulübelerde, nizamiye kapısında ve diğer güvenlik gerektiren yerlerde kullanılan önceleri fabrika personeli olup, 1990 yılları sonrası kurs alıp özel güvenlik statüsünde çalışan arkadaşlarımız vardı. Bahsettiklerim onlar değil.
Anlatacağım silahlı birlik, periyodik olarak askeri eğitim alan piyade tüfekli,techizatlı kişilerden oluşan Nazilli basma fabrikası avcı birliği.
Çok şaşırdığınızı tahmin ediyorum. “Devletin ordusu yok mu?” diyenleri de duyar gibiyim. Ama vaktiyle fabrika ile ilgili en ince detayları düşünenler bunu da düşünmüşler ve gerekli görmüşler.
Nazilli basma fabrikasını yapanlar, laf olsun diye “Kombina” dememişler. Mademki her ihtiyacını karşılayacak şekilde yapılacak o zaman güvenliğini de kendi sağlayabilmeli demişler.
Çılgın projelerin gündeme oturduğu günlerde “Atatürk’ün çılgın projesi” olarak, televizyon programlarında, dergilerde, gazete haberlerinde boy gösterdi.
75 yıl önce yapılmış fabrikanın, yeni yapılan fabrikalarda bile olmayan özellikleri anlatıldı, şaşkınlık içinde izlendi,okundu..
Doğru, yanlış çok şey anlatıldı ama bu yazıda anlatacaklarımı şimdiye kadar kimse anlatmadı.
NAZİLLİ BASMA FABRİKASI SİLAHLI KUVVETLERİ
Hemen “O da bir şey mi? Her fabrikanın silahlı bekçileri var” dediğinizi duyar gibiyim. Acele etmeyin benim bahsettiğim kişiler tabancalı güvenlikçiler değil. Elbette, fabrika çevresindeki kulübelerde, nizamiye kapısında ve diğer güvenlik gerektiren yerlerde kullanılan önceleri fabrika personeli olup, 1990 yılları sonrası kurs alıp özel güvenlik statüsünde çalışan arkadaşlarımız vardı. Bahsettiklerim onlar değil.
Anlatacağım silahlı birlik, periyodik olarak askeri eğitim alan piyade tüfekli,techizatlı kişilerden oluşan Nazilli basma fabrikası avcı birliği.
Çok şaşırdığınızı tahmin ediyorum. “Devletin ordusu yok mu?” diyenleri de duyar gibiyim. Ama vaktiyle fabrika ile ilgili en ince detayları düşünenler bunu da düşünmüşler ve gerekli görmüşler.
Nazilli basma fabrikasını yapanlar, laf olsun diye “Kombina” dememişler. Mademki her ihtiyacını karşılayacak şekilde yapılacak o zaman güvenliğini de kendi sağlayabilmeli demişler.
Birliğin başında, Sümerbank’tan maaş alan fakat doğrudan içişleri bakanlığına bağlı “ sivil savunma uzmanlığı” kadrosunda çalışan bir uzman vardı. Bu uzman aynı zamanda fabrika çevresinde güvenliği sağlayan bekçilerden ve fabrika İtfaiye grubundan da sorumluydu. Yetkileri oldukça yüksekti öyle ki eğer o izin vermezse polis bile fabrika içine giremez, herhangi bir işlem yapamazdı. Ayrıca il ve ilçe sivil savunma amirlikleriyle de bağlantıları vardı. Sivil savunma uzmanı fabrika içinden uygun işçilerden seçilmiş bir itfaiye birliği (Kadrolu İtfaiyecilerden ayrı) ve Avcı birliğine de komuta ederdi. Seçilen kişilerin listesi ilçe sivil savunma amirliğine bildirilir, oralarda görev almamaları sağlanırdı. Uzman, düzenli aralıklarla,fabrika içinde mesai saatleri dâhilinde,bu ekiplere ilk yardım ve yangın söndürme eğitimi verir. Savaş veya saldırı tehdidine karşı sığınakları hazırlar. Kimyasal ve Nükleer saldırılarda yapılması gerekenler konusunda personeli eğitirdi.
Bunları kısaca anlattıktan sonra asıl konumuz olan Avcı birliğine dönelim.
Bunları kısaca anlattıktan sonra asıl konumuz olan Avcı birliğine dönelim.
FOTOĞRAFI DAHA BÜYÜK GÖRMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN
Askerliğini yapmış işçi ve memurlardan oluşan, Avcı birliğinin eğitimi, Aydın garnizonundan gelen usta askerler tarafından verilirdi. Seçilen kişiler 10 gün kadar fabrika çevresindeki uygun alanlarda "piyade" eğitiminden geçirilir, eğitim sonucunda poligona götürülüp piyade tüfekleriyle atış yaparlardı.
12 yaşlarındayken "kömürlük" denilen, fabrikaya ait ama fabrika dışındaki alanda Avcı birliğinin eğitimlerini izlemeye gitmiştim. Çalışırken itfaiye birliğinde olduğum için itfaiyecilik ve ilk yardım eğitimi aldım. Avcı birliğine katılmadım ama birlikte çalıştığım arkadaşlardan avcı birliği kadrosunda olup, eğitim ve atışlara katılanlar oldu.
FOTOĞRAFLARI BÜYÜK GÖRMEK İÇİN ÜZERLERİNE TIKLAYIN
Bu eğitim esnasında personelden yaralananlar bile olurdu. Birliğin silah ve cephaneleri, Gıdıgıdı treninin fabrikaya giriş yaptığı kapının yanındaki büyük bekçi kulübesinin altındaki depoda muhafaza edilir, bakımları Nazilli jandarma birliğinden düzenli olarak getirtilen askerler tarafından yapılırdı.12 yaşlarındayken "kömürlük" denilen, fabrikaya ait ama fabrika dışındaki alanda Avcı birliğinin eğitimlerini izlemeye gitmiştim. Çalışırken itfaiye birliğinde olduğum için itfaiyecilik ve ilk yardım eğitimi aldım. Avcı birliğine katılmadım ama birlikte çalıştığım arkadaşlardan avcı birliği kadrosunda olup, eğitim ve atışlara katılanlar oldu.
Son avcı birliği eğitimi ve atışlar körfez savaşı sırasında 1993 yılında yapıldı. Ondan sonraki dönemlerde Sümerbank gündemine oturan özelleştirme, satış, sözleşmeli personel yasası ve tayinler, fabrikanın tıkır tıkır işleyen düzenini bozdu. Her şey gibi avcı birliği de masal oldu gitti…
Şimdi..
“Fabrika yapmışlar, yanında, kreş, sinema, fırın, market, hamam, okul, posta hane, spor kulübü, halkevi, hastane, sosyal tesisler de yapmışlar. İçine bir de “Silahlı Birlik” koymuşlar.” Desem.
"Hayal kurma, dalga geçme " derler..
Birileri 80 yıl önce bugün bile hayal edilemeyenleri gerçekleştirmişler.
Başkaları ise, gerçekleri tekrar hayale dönüştürmeye çalışıyorlar..
Ama ben üstüme düşeni yapayım, bu güzel masalları ” Doğru” anlatmaya, bilmeyenleri “Şaşırtmaya” devam edeyim. Gerisi Allah kerim. Muhabbetle kalın. İlhan ÖDEN
Şimdi..
“Fabrika yapmışlar, yanında, kreş, sinema, fırın, market, hamam, okul, posta hane, spor kulübü, halkevi, hastane, sosyal tesisler de yapmışlar. İçine bir de “Silahlı Birlik” koymuşlar.” Desem.
"Hayal kurma, dalga geçme " derler..
Birileri 80 yıl önce bugün bile hayal edilemeyenleri gerçekleştirmişler.
Başkaları ise, gerçekleri tekrar hayale dönüştürmeye çalışıyorlar..
Ama ben üstüme düşeni yapayım, bu güzel masalları ” Doğru” anlatmaya, bilmeyenleri “Şaşırtmaya” devam edeyim. Gerisi Allah kerim. Muhabbetle kalın. İlhan ÖDEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder