Rahmetli "ÖĞLE UYKUSUNU ÇOK SEVERDİ"
Fabrikamızda daimi gündüz çalışanlar için öğle yemeği arası 1 saatti. Bu 1 saatlik uzunca arayı bazı arkadaşlar işçi lokalinde çay, kahve içip sohbet ederek, bazıları lojmanlardaki evine giderek, fabrika içindeki voleybol sahalarında voleybol oynayarak ya da onları izleyerek bazı arkadaşlar da kuytu bir yerde öğle uykusu ile şekerleme yaparak değerlendirirdi.
Anlatacağım hikaye sıcak bir yaz günü fabrikamızın koyu gölgeli büyük çam ağaçlarının altındaki bankta uyuyan arkadaşımıza yapılan bir şakanın gerçek hikayesidir.
Dokumada çalışan bir arkadaşımız fabrikamızın lezzeti meşhur öğle yemeğini yemiş, fabrika bahçesinde çok sayıda bulunan dayanak yerinde büyük harflerle "SÜMERBANK" yazan banklardan birine uzanmış. Sabah erken kalkmanın verdiği rehavetle hemencecik derin bir uykuya dalıvermiş.
Muzip Nazilli Sümerbank çalışanları bu fırsatı kaçırır mı? Hemen dokuma salonunun her yerinde kolayca bulunan ıskarta ham bezlerden bol miktarda getirip derin uykudaki arkadaşı uyandırmadan yüzü dahil tüm vücudunu bembeyaz bezlerle yavaşça örtmüşler.
10-15 kişi toplanıp, bankın önünde sıra olmuşlar. Sesi gür bir arkadaş da bankın baş tarafında yerini almış. Biraz Arapçaya benzer şeyler mırıldandıktan sonra uyuyan arkadaşı uyandıracak kadar yüksek sesle. Sanki cenaze namazı kılınmışta imam sorar gibi "MERHUMU NASIL BİLİRDİNİZ" diye bağırmış.
Sözde cemaat 'da hep birlikte "İYİ BİLİRDİK", Sözde İmam tekrar "HAKKINIZI HELAL ETTİNİZ Mİ...",cemaat "HELAL OLSUN" diye hep beraber bağırmışlar.
Derin uykusundan bu seslerle, uyanıp gözünü açtığında kendini beyaz kefenler içinde bulan, korkudan kireç gibi bembeyaz ve şaşkın bir suratla, dili tutulmuş bir vaziyette yerinden doğrulan uykucu şakazede, arkadaşlarının kahkahaları ile kendine geldiğinde bir daha fabrikada öğle uykusu uyumamaya yemin etmiştir herhalde...
İşte böyle olur Sümerbank'lının şakası, temkinli olmak gerek vesselam...
İleride başka efsane fabrika şakalarıyla buluşmak dileğiyle, sevgiyle kalın. İlhan Öden