13 Mayıs 2018 Pazar

Eski dostum Okaliptüs.

Okaliptüs Ağacı.

Ağaçtan dost,arkadaş olur mu?
Sizi bilmem ama benim için fabrika alanındaki her ağaç kadim bir dost gibidir. Bugün size eski dostum Okaliptüs ağacının,Nazilli Sümerbank hikayesini anlatacağım.

Daha önceki  yazılarımda bahsetmiştim. Fabrikanın yapıldığı alan sulak,bataklık bir alan imiş. O yıllarda Sıtma hastalığı Nazilli'ye kabus gibi çökmüş, Basma fabrikası hastane hekimleri seferber olmuş hastalıkla mücadele ediyor ama bir türlü hastalığın üstesinden gelemiyorlarmış.

Su fabrika için çok gerekli ama derin su kaynaklarına zarar vermeden yüzeydeki  fazla suyu da bir şekilde yok etmek gerek.

Düşünmüşler taşınmışlar...
Kökleri çok derine inmeyen,zemindeki suyu çabucak emecek ve kullanacak bir ağaç türü olan Okaliptüs ağaçları dikmeye karar vermişler.

Dikilen Okaliptüsler kısa zamanda büyümüş,boyları 30-40 metreyi aşmış. Fabrika alanındaki yüzey suyu çekilmiş,sivri sineklerin yumurtladıkları göletler kaybolmuş. Ayrıca Okoliptüs ağaçlarının yaprak kokusunun da sivri sinekleri kaçırma özelliği varmış...

Bir yandan fabrika hastanesinin personelinin gayretleri,diğer taraftan Okaliptüsler sıtma hastalığını Nazilli gündeminden çıkarmışlar.

Çocukluğumuzda Sümerbank Camisi çevresinde,fabrika içindeki futbol sahasının Gıdıgıdı istasyonu tarafında, U apartmanların önünde, Barakalar ile U apartmanlar arasında, şimdiki Sümer futbol sahası çevresinde,önceden ön ve arka sıra apartmanların arasındaki yolda (sonradan kesilip Çam dikildi) ve Gıdı gıdı treni demiryolunun her iki tarafında dev Okaliptüsler vardı. Öyle ki,Gıdı gıdı treni  fabrikadaki istasyondan ,yukarı istasyona kadar sanki ağaç dallarından yapılmış yeşil bir tünel içinde gider,yukarıdan bakıldığında hiç görünmeden ilerlerdi.

Ağaçlar aynı zamanda Türkiye'nin o zamanki en önemli sanayii tesislerinden biri olan fabrikamızın ve demiryolu bağlantısının kamuflajı görevi de yapıyordu.

Fabrika bahçivanları belirli aralıklarla Okoliptüs ağaçlarının aşırı büyüyen dallarını keserdi. Dallar kesilmediği zaman şiddetli fırtınalarda kırılır düşen dallar fabrika dışında yaşayan vatandaşlar tarafından kapışılırdı. Böyle bir zamanda düşen büyük bir dal altında kalan bir kız çocuğunun hayatını kaybettiğini hatırlıyorum.

Fabrika kapanma sürecine girince, önce demiryolu çevresindeki yüzlerce Okaliptüs dipten kesildi,kökleri vatandaşlar tarafından yakacak yapmak için çıkarılarak yok edildi. Arkasından Sümer camisi çevresindeki dev okaliptüsler de kesildi. Sümerpark alanında birkaç ağaç ve futbol sahası çevresindeki Okaliptüsler hala kalanlardan. Sanırım fabrika içinde de 10 kadar Okaliptüs yaşamaya devam ediyor.

Bugün size eski dostlarımdan Okaliptüslerin hikayesini anlattım. Başka bir zaman,Bahçedeki Hurmaların, İtfaiyenin yanındaki kırmızı ekşi Eriklerin,Temerküz Atölyesinin önündeki Yumuşak Ekmek Ayvalarının,Elektrik bakımın yıkılmış çardağından yere düşmüş asmanın üzümlerinin,Banyo binasının arkasındaki küçük Can Eriğinin ve Kaynakhanenin önündeki Karadutların, Fıstıklarını yere döküp bize tek tek toplatan Koca Çam ağaçlarının hikayelerini anlatırım. Bu günlük bu kadar. Sevgiyle kalın. İlhan ÖDEN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder