22 Haziran 2015 Pazartesi

Zor iştir “Dokuma Ustalığı”.

Northtrop dokuma tezgâhı, dakikada 180 devir ile çalışır. 950 kilo kadar ağırlığı vardır ve yaklaşık 940 adet, çeşitli büyüklükte makine parçasının birleşmesiyle oluşmuştur. Dokuma ustaları bu tezgâhları en küçük parçasına kadar söküp, birleştirip, ayarlayıp çalışır duruma getirecek şekilde yetiştirilmişlerdir.Her usta bu gibi 48 adet tezgahtan sorumludur. Yaklaşık bin kadar “gök gürültüsünden daha çok” ses çıkararak çalışan tezgâhın içinde, makinadan çıkan hatalı sesleri takip ederek arızayı bulup gereken tamiratı yaparlar. Bir yandan sıcak hava, nem , gürültü ve ağır çalışma koşulları, diğer yandan makinelerin performansına göre azalıp,çoğalan ücret baremi. Zamana karşı yarıştırır ustaları.

Rahmetli Hakkı Bilgenoğlu 
Sadece makineyi tanımak yetmez, dokuma teknolojisi de bilmek,hangi iplik alttan, hangisi üstten geçecek, tahar sıra mı? Amalgam mı? Bilmek gerek. Ayrıca kumaş üzerindeki hataları görecek, düzeltecek bir çift de keskin göz gerek. Bazen gece, bazen gündüz çalışırsın. Dışarıda gece mi,gündüz mü, kar mı, yağmur mu var? Hava sıcak mı, soğuk mu bilemezsin, çalıştığın ortam hep “ekvator” gibidir.Etraf en küçük kıvılcımda alev almaya hazır pamuk tozlarıyla çevrilidir, bazen yemeğini bile makinelerin arasında yemek zorunda kalırsın. Mızrak gibi fırlayan mekiklerden, bir aşağı bir yukarı inip kalkan, dönen makine aksamlarından, her vuruşu bin balyozdan güçlü vurucu kollardan,kendini ve iş arkadaşlarını koruyacaksın. Ufak-tefek hastalıklardan etkilenmeyecek, devamsızlık yapmayacaksın. Herkesten önce işbaşı yapıp, herkesten sonra iş yerini terk edeceksin.
Rahmetli Aliriza Karabulut
 Elini-kolunu, vücudunun bir parçasını kıstırmadan, kesmeden, kanatmadan,sakatlamadan evine dönebilmeye sevinmektir dokuma ustalığı.Yorgun,bitkin eve gelip yattıktan birkaç saat sonra uyanıp, işe geç kaldım telaşıyla giyinirken işten yeni geldiğini fark edip tekrar yatmaktır dokuma ustalığı Kulakları feda etmektir,Alın teridir.Ekmeği taştan çıkarmaktır.Her kuruşu helal kazanmaktır.48 azgın canavarla tek başına boğuşmaktır. Kısacası zor iştir “Dokuma Ustalığı”. Oğlu olmakla gurur duyduğum,rahmetli babam Faik Öden, bu zorlu görevi tam 33 yıl aralıksız yerine getirdi.Onun ve mesai arkadaşlarının yaşamlarının her kesitinde meslekleri daima ön plandaydı.Aile toplantılarında,sohbetlerde bile söz döner dolaşır "dokuma salonuna" gelirdi. Onsuz geçen bir babalar günü sonrasının duygu yoğunluğu içinde sayfama yansıyanlar böyle. Başta babam olmak üzere,tüm Sümerbank'lı dokumacıların hayatta olanlarını hürmetle,ahirete intikal edenleri rahmetle anıyorum. Sevgiyle kalın. İlhan ÖDEN

2 yorum:

  1. Tek kelimeyle muhteşem. Her satırı buram buram emek kokuyor. Eline-yüreğine sağlık İlhan Abimiz iyi ki varsın...

    YanıtlaSil