Kayseri'den Murat YERLİKHAN kardeşimiz,Kayseride yayınlanan "KAYSERİ GÜNEŞ " gazetesinin bugünkü baskısında yayınlanan,Sayın Kadir DAYIOĞLU'nun yazısını göndermiş.
Yazıda blog sayfamız ve benim için güzel sözler söylenmiş, sayfamızdan alıntılar yapılıp bize selam gönderilmiş. Yazıyı aynen yayınlıyor,bize selam gönderen kardeşlerime gönül dolusu selamlar gönderiyorum.
SÜMERBANK VE BUZ PATENİ…
Öldüyse toprağı bol olsun, “Karda yürümek zor!” demişti Adamo… Tabi, günümüz Kayseri’sini görse, “Buzda yürümek zor!” derdi, mutlaka…
Şimdi yazacaklarım, daha öncekilerin tekrarından başka bir şey olmayacak, biliyorum… Belki de bazıları; “müflis bezirgan gibi eski defterleri karıştırdığımı” söyleyecek, biraz da sırıtarak ama “yüz seksen kere de tekrar olsa”, yaşadığım Kayseri’yi yazacağım…
“Yandaşlar” ve “candaşlar” ve dahi üst düzey belediye görevlileri, yağışta ve rüzgarda arabadan inmediklerinden olsa gerek necip Kayseri’nin necip halkının ne çektiğini bilmiyorlar… Peki, çekenler farkında mı? Farkında olsalar, ya da olaylar arasındaki “neden-sonuç” ilişkisini bir kurabilseler, çok farklı davranırdı belediyeler…
Öyle ya, bir yaşlı hacı baba; “Allah razı olsun belediyeden, kaymayalım diye halı döşüyor, kaldırımlara!” diyor… Ah hacı baba, ah!..
Dün sabah yine çalışmıyordu, Kocasinan alt geçidinin asker tarafı yürüyen merdivenleri… Merdivenden çıktım, kendi mi de kalp rahatsızlığı, nefes darlığı çeken ya da pusette çocuğunu taşıyan bir anne yerine koydum…
Hunat önüne gelince iki kadının konuşmasına tanık oldum; “Booo… Anam seninki de mi düştü? Benim gelin dün düşmüş, kolu kırılmış!” İşte manzara bu; kar yağdı mı buz patenine dönen Kayseri kaldırımlarından, yollarından…
***
Sümerbank’ın arazisini kıymaladık, parselleyip sattık… Bir kısmını da kamu kuruluşlarına verdik ofis olarak kullansınlar diye… Fabrika kısmını da kaderine terk ettik… Hafta da en az bir gün, OR-AN toplantısına gelen ricali devlet, burunlarının dibinde duran ve mezbeleliğe dönen fabrikayı, merak edip şöyle bir gezdi mi acaba? Tamam, mirasını hovardaca harcadık ama manevi mirasına sahip çıkalım.
Bakınız, “Sümerbank’ı çok seviyorum” isimli bir veb sitesi kuran Nazilli'li İlhan Öden arşiv belgelerini de yayınlamış sitesinde… Mesela Filiz Sönmez hocamız, ilginç bir fotoğraf çekmiş kaderine terk edilen, izbe fabrikanın içinden… Bir heykel var, kasları çıkmış, çıplak bir adam, bir “çarkı” çeviriyor. Siz kime benzetirsiniz bilmem ama ben Mustafa Kemal’e benzettim…
SÜMERBANK VE BUZ PATENİ…
Öldüyse toprağı bol olsun, “Karda yürümek zor!” demişti Adamo… Tabi, günümüz Kayseri’sini görse, “Buzda yürümek zor!” derdi, mutlaka…
Şimdi yazacaklarım, daha öncekilerin tekrarından başka bir şey olmayacak, biliyorum… Belki de bazıları; “müflis bezirgan gibi eski defterleri karıştırdığımı” söyleyecek, biraz da sırıtarak ama “yüz seksen kere de tekrar olsa”, yaşadığım Kayseri’yi yazacağım…
“Yandaşlar” ve “candaşlar” ve dahi üst düzey belediye görevlileri, yağışta ve rüzgarda arabadan inmediklerinden olsa gerek necip Kayseri’nin necip halkının ne çektiğini bilmiyorlar… Peki, çekenler farkında mı? Farkında olsalar, ya da olaylar arasındaki “neden-sonuç” ilişkisini bir kurabilseler, çok farklı davranırdı belediyeler…
Öyle ya, bir yaşlı hacı baba; “Allah razı olsun belediyeden, kaymayalım diye halı döşüyor, kaldırımlara!” diyor… Ah hacı baba, ah!..
Dün sabah yine çalışmıyordu, Kocasinan alt geçidinin asker tarafı yürüyen merdivenleri… Merdivenden çıktım, kendi mi de kalp rahatsızlığı, nefes darlığı çeken ya da pusette çocuğunu taşıyan bir anne yerine koydum…
Hunat önüne gelince iki kadının konuşmasına tanık oldum; “Booo… Anam seninki de mi düştü? Benim gelin dün düşmüş, kolu kırılmış!” İşte manzara bu; kar yağdı mı buz patenine dönen Kayseri kaldırımlarından, yollarından…
***
Sümerbank’ın arazisini kıymaladık, parselleyip sattık… Bir kısmını da kamu kuruluşlarına verdik ofis olarak kullansınlar diye… Fabrika kısmını da kaderine terk ettik… Hafta da en az bir gün, OR-AN toplantısına gelen ricali devlet, burunlarının dibinde duran ve mezbeleliğe dönen fabrikayı, merak edip şöyle bir gezdi mi acaba? Tamam, mirasını hovardaca harcadık ama manevi mirasına sahip çıkalım.
Bakınız, “Sümerbank’ı çok seviyorum” isimli bir veb sitesi kuran Nazilli'li İlhan Öden arşiv belgelerini de yayınlamış sitesinde… Mesela Filiz Sönmez hocamız, ilginç bir fotoğraf çekmiş kaderine terk edilen, izbe fabrikanın içinden… Bir heykel var, kasları çıkmış, çıplak bir adam, bir “çarkı” çeviriyor. Siz kime benzetirsiniz bilmem ama ben Mustafa Kemal’e benzettim…
Heykel bölme duvarın üstünde yer almış, duvarın yüzünde de sökülmüş bir “objenin” izleri duruyor. Ne için sökülmüş bilemem ama anılan veb-sitesinde ilginç bir fotoğraf var, muhtemelen o olabilir… Zira, form olarak benziyor…
Fotoğrafta sağda Türk ve solda Orak-Çekişli Rus bayrağı var, başaktan taş üzerinde… Ortada ise bir “mekik” vs. Altta “TURKSTROY”’un Kiril alfabesi ile yazılışı ve en altta da 1934 tarihi… İlhan Öden sitesine bununla ile ilgili şu notu düşmüş:
“(…) Kayseri ve Nazilli tekstil fabrikalarını inşa etmek, fabrikalarda kullanılacak makinaları temin etmek ve fabrikada çalışacak eğitimini sağlamak üzere Rusya’da TURKSTROY devlet firması kurulmuştur, firmanın türk muhatabı SÜMERBANK’tır.”
Fabrika’nın mimarı projesini, Rus mimar, İvan Sergeyeviç Nikolayev (1901-1979) çizmiş. Sonu malum; Fabrika kaderine terk edildi, diğer erken dönem Cumhuriyet eserleri gibi…
Fotoğrafta sağda Türk ve solda Orak-Çekişli Rus bayrağı var, başaktan taş üzerinde… Ortada ise bir “mekik” vs. Altta “TURKSTROY”’un Kiril alfabesi ile yazılışı ve en altta da 1934 tarihi… İlhan Öden sitesine bununla ile ilgili şu notu düşmüş:
“(…) Kayseri ve Nazilli tekstil fabrikalarını inşa etmek, fabrikalarda kullanılacak makinaları temin etmek ve fabrikada çalışacak eğitimini sağlamak üzere Rusya’da TURKSTROY devlet firması kurulmuştur, firmanın türk muhatabı SÜMERBANK’tır.”
Fabrika’nın mimarı projesini, Rus mimar, İvan Sergeyeviç Nikolayev (1901-1979) çizmiş. Sonu malum; Fabrika kaderine terk edildi, diğer erken dönem Cumhuriyet eserleri gibi…
Bir de sitede, 20 Mayıs 1934 günü temeli atılan, bir buçuk yıl gibi kısa sürede yani 16 Eylül 1935 günü, Ekonomi (İktisat) Vekili Celal Bayar, Adliye Vekili Şükrü Saraçoğlu ve Sağlık Vekili Refik Saygam tarafından işletmeye açılan fabrikanın açılış töreni münasebetiyle çekilmiş bir film var. Görülmeye değer. Ruslar çekmiş, Mimarsinan Üniversitesi Sinema Televizyon Merkezi (MSÜSTM) arşivlemiş. İlhan Öden de buradan alıp, sitesine taşımış.Selam olsun kardeşimize, eline sağlık, gönlüne sağlık… Tabii, Filiz hocamıza da..
Kadir Dayıoğlu 19 Ocak 2012 Perşembe.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder