GIDI GIDI
Bir trenin hikayesi. (BERLİN-SARAYKÖY ve NAZİLLİ.)
Gıdı gıdı'yı,biz Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası mensupları ve çocukları olarak yakından tanıyoruz, hazırlanmakta olan Gıdı gıdı belgeseliyle yakında tüm Türkiye tanıyacak.Şimdi sizlere "Gıdı gıdı hakkında ne biliyorsunuz?" diye bir soru sorsam çoğunuz "Başka trenlere pek benzemeyen özel,güzel ve sevimli bir tren" dersiniz.Peki bu sevimli tren Nazilli'ye nereden,ne zaman gelmiş?Nazilli basma fabrikasının henüz açılmadığı dönemlerde neler yapmış? İlk makinisti kimdir? Diye sorsam,cevap verebilirmisiniz? Sorularımın cevaplarını bilmiyor ama öğrenmek istiyorsanız yazımı okumaya devam edin,çünkü bugün sizlere bunları anlatacağım.
Bir trenin hikayesi. (BERLİN-SARAYKÖY ve NAZİLLİ.)
Gıdı gıdı'yı,biz Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası mensupları ve çocukları olarak yakından tanıyoruz, hazırlanmakta olan Gıdı gıdı belgeseliyle yakında tüm Türkiye tanıyacak.Şimdi sizlere "Gıdı gıdı hakkında ne biliyorsunuz?" diye bir soru sorsam çoğunuz "Başka trenlere pek benzemeyen özel,güzel ve sevimli bir tren" dersiniz.Peki bu sevimli tren Nazilli'ye nereden,ne zaman gelmiş?Nazilli basma fabrikasının henüz açılmadığı dönemlerde neler yapmış? İlk makinisti kimdir? Diye sorsam,cevap verebilirmisiniz? Sorularımın cevaplarını bilmiyor ama öğrenmek istiyorsanız yazımı okumaya devam edin,çünkü bugün sizlere bunları anlatacağım.
Yukarıdaki fotoğrafı, fabrikaya alınan benzin motorlu ilk Gıdıgıdı'nın üzerinden çektim. Lokomotifin bugünkü durumu aşağıdaki fotoğrafta görülüyor.Bu lokomotif sonradan alınan "Ruston" marka dizel lokomotif ile nöbetleşe çalışıyordu.Bizim çocukluk ve çalışma dönemimizde daha çok Ruston lokomotif kullanılıyordu,bu makine de daima bakımlı ve çalışır durumda tutularak olası bir arıza durumunda hemen nöbeti devir almaya hazır bekliyordu. Şekil olarak iki lokomotif birbirine çok benzediği için bizler bu değişimin farkında bile değildik. Hatta bazı çalışanlar bile Gıdı gıdı'nın iki ayrı lokomotifi olduğunu bilmezdi.
Bu lokomotif güç bakımından diğerine göre daha zayıf olduğu için Yukarı Nazilli'ye yapılan üç vagonlu seferlerde oldukça zorlanıyordu.Yeni mahalle,Artezyen kahvelerindeki küçük istasyon ile yukarı istasyon arasındaki hafif rampada neredeyse durdu duracak yavaşlıkta ilerlerken, trene ismini veren "gıdı-gıdı-gıdı-gıdı" seslerini çıkaran işte bu lokomotifti.
Lafı fazla uzatmadan, önce Gıdı gıdı treninin babalarını (Gıdıgıdı'yı yapan firmanın kurucuları) tanıtarak anlatmaya başlıyayım.
Lafı fazla uzatmadan, önce Gıdı gıdı treninin babalarını (Gıdıgıdı'yı yapan firmanın kurucuları) tanıtarak anlatmaya başlıyayım.
GIDI GIDI'nın yapıldığı fabrikanın kurucuları.
Arthur Koppel
1851 yılında Almanya’nın Dresden kentinde dünyaya geldi. Yahudi asıllı sanayici ve demiryolu araçları üreticisidir. 1908 yılında Baden-Baden ‘de yaşama veda etti.
Benno Orenstein
2 Ağustos 1851 yılında Polonya’nın Ponzan kentinde dünyaya geldi. Yahudi asıllı Alman vatandaşı bir sanayici-demiryolcudur. 11. Nisan 1926 yılında Berlin’de öldü.
1851 yılında Almanya’nın Dresden kentinde dünyaya geldi. Yahudi asıllı sanayici ve demiryolu araçları üreticisidir. 1908 yılında Baden-Baden ‘de yaşama veda etti.
Benno Orenstein
2 Ağustos 1851 yılında Polonya’nın Ponzan kentinde dünyaya geldi. Yahudi asıllı Alman vatandaşı bir sanayici-demiryolcudur. 11. Nisan 1926 yılında Berlin’de öldü.
GIDI GIDI FABRİKASINI GÖSTEREN BİR KARTPOSTAL.
"Orenstein & Koppel" firması yukarıda künyelerini yazdığım B.Orenstein ve A.Koppel tarafından 1876 yılında kuruldu. Berlin-Schlachtensee de açılan ilk fabrika küçük olduğu için kısa bir süre sonra hafif demiryolu araçları üretecek yeni bir fabrikaya ihtiyaç duyuldu.
BERLİN-DREWİTZ LOKOMOTİF FABRİKASI (yıl 1899)
Berlin dışında küçük bir köy olan Drewitz yakınlarında yeni bir tesis inşa edildi. Fabrika 1899 yılında, lokomotif üretimine başladı. Orenstein & Koppel firması, dünyanın her tarafındaki alıcılar için küçük lokomotifler üretmekteydi. 1908 yılında firmanın adı, "Orenstein & Koppel - Arthur Koppel AG" olarak değiştirildi.
FOTOĞRAFLARI BÜYÜK GÖRMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN.
Gıdıgıdı'nın doğum yeri (O&K Berlin-Drewitz Fabrikası)
Fabrika, özellikle 1912 yılından sonra dünya hafif lokomotif üretiminde en gelişmiş firmalardan biri oldu.1930 yılından sonra içten yanmalı motorlu lokomotif (Akaryakıtla çalışan) üretimine başladı. Yılda 6oo lokomotif üretim kapasitesine ulaştı.1940 yılında fabrika Almanya da iktidarda olan Nazi yönetimi tarafından kamulaştırıldı. Fabrika 2. Dünya savaşında bombardımandan ağır hasar gördü.Almanların savaşı kaybetmesinden sonra fabrikanın bazı birimleri Sovyetler birliği tarafından, savaş tazminatı olarak sökülerek götürüldü.
SİRK ÇADIRI ŞEKLİNDEKİ İLGİNÇ MONTAJ BÖLÜMÜ GÖRÜLÜYOR.
Drewitz fabrikasında 1899 – 1945 yılları arasında buharlı ve dizel 12965 adet lokomotif üretildi. O&K firması 1981 yılında demiryolu aracı üretimine son verdi.
FABRİKANIN GENEL GÖRÜNÜŞÜ
O&K Drewitz fabrikasının dikkat çeken en önemli özelliği sirk çadırı şeklindeki montaj bölümüydü.Fabrika bugün sanayi parkı haline getirilmiş durumda. Daha çok film projelerinde plato olarak kullanılıyor.
"Orenstein & Koppel" firması ise halen O&K markasıyla dünya iş makineleri üretiminin en önde gelen firmalarından biri olarak üretime ve yaşamaya devam etmektedir.
İşte böyle.Biz fabrikamızın kapısına çoktan kilit vurduk ama 1876 yılında kurulmuş bir şirket bugün iş makineleri alanında dünyanın en güçlü firmalarından biri olarak dimdik ayakta duruyor.
Gıdı gıdı'nın bazı kardeşleri hala dünyanın değişik yerlerinde, ormancılık,maden ve şeker fabrikalarına şeker kamışı taşımak gibi işlerde çalışmaya devam ediyorlar.
Ruston lokomotif,35 yıldır doğru dürüst hiçbir bakım yapılmadığı halde akü bağlandığında hiç zorluk çıkarmadan çalışıyor.Eski baş makinistlerden Hüseyin Karasoy " paslı ve yorgun görünsede,biraz bakımla bu makina da diğer lokomotif gibi çalışır" diyor.
Bizde bir gün Gıdı gıdı'mıza vefalı bir dost elinin uzanmasını, dünyanın çeşitli yerlerinde çalışan arkadaşları gibi Nazilli'mizin tanıtımına ve turizmine katkı yapar hale getirilmesini umuyoruz.
"Orenstein & Koppel" firması ise halen O&K markasıyla dünya iş makineleri üretiminin en önde gelen firmalarından biri olarak üretime ve yaşamaya devam etmektedir.
İşte böyle.Biz fabrikamızın kapısına çoktan kilit vurduk ama 1876 yılında kurulmuş bir şirket bugün iş makineleri alanında dünyanın en güçlü firmalarından biri olarak dimdik ayakta duruyor.
Gıdı gıdı'nın bazı kardeşleri hala dünyanın değişik yerlerinde, ormancılık,maden ve şeker fabrikalarına şeker kamışı taşımak gibi işlerde çalışmaya devam ediyorlar.
Ruston lokomotif,35 yıldır doğru dürüst hiçbir bakım yapılmadığı halde akü bağlandığında hiç zorluk çıkarmadan çalışıyor.Eski baş makinistlerden Hüseyin Karasoy " paslı ve yorgun görünsede,biraz bakımla bu makina da diğer lokomotif gibi çalışır" diyor.
Bizde bir gün Gıdı gıdı'mıza vefalı bir dost elinin uzanmasını, dünyanın çeşitli yerlerinde çalışan arkadaşları gibi Nazilli'mizin tanıtımına ve turizmine katkı yapar hale getirilmesini umuyoruz.
Evet...
Gıdı gıdı'nın doğum yerini ve hikâyesini öğrendik şimdi biraz da hikâyemizin geri kalan bölümünün kahramanı Gıdı gıdı'nın ilk makinisti Sarayköylü kamyon şoförünü tanıyalım.
Osman oğlu Saffet Özen, aslında 1327 doğumlu fakat resmi kayıtlara 1324 olarak geçirilmiş. Sarayköy Bala Mahallesi kütüğüne kayıtlı, ilkokulu Sarayköy'de bitirmiş arkasından da Motor Sanat okulunu...
Sarayköy'ü traktörle tanıştıran adam olarak tanınıyor. Annesi genç yaşta vefat edince, babası başka bir hanımla evleniyor. Genç Saffet, Sarayköy’den ayrılıp Nazilli'deki teyzesinin yanına yerleşiyor.
1930 lu yıllar...
Okuma yazma bilenin kâtip, memur olarak dolgun maaşla hemen işe yerleştiği zamanlar.
Saffet tahsilli ama gözü makine ve motorlardan başka bir şey görmüyor. Kamyon şoförlüğü yapıyor. Güzel paralar kazanıyor. Meslek sahibi genç ve yakışıklı delikanlının evlenme zamanı. Teyzesi aracı olup, iyi huylu, terbiyeli, güzel bir komşu kızı ile Saffet'i evlendiriyor. Yıl 1934. Saffet 23 eşi henüz 19 yaşında.
Kamyon şoförlüğü zor, üstelik evden ayrılıp uzaklara gitmek de var. Yeni evli Saffet'e en çok da bu zor geliyor.
O sırada Nazilli basma fabrikasının temeli atılıp inşaatı başlamış. Hummalı bir çalışma var. Bir zamanlar insanların geçmeye bile korktukları bataklık "Çingene Eğreği'inde" ahalinin o zamana kadar hiç görmediği koca koca binalar ardı ardına yükseliyor.
Fabrikaya bir lokomotif alınacak, Alamanya’ya siparişi verilmiş bile. Şehirle bağlantıyı sağlayacak, inşaatlara malzeme taşıyacak, raylar üstünde hareket eden büyük vinçlere manevra yaptıracak...
Lokomotif geliyor ama kim kullanacak? Haber Saffet Özen'e kadar ulaşıyor.
Saffet içinden "İşte tam benim işim" diyor ve hemen gidip yetkililere başvuru yapıyor. 76. sırada kaydı yapılıp,makinist olarak işe kabul ediliyor. Yıl 1936.
Gıdı gıdı'nın doğum yerini ve hikâyesini öğrendik şimdi biraz da hikâyemizin geri kalan bölümünün kahramanı Gıdı gıdı'nın ilk makinisti Sarayköylü kamyon şoförünü tanıyalım.
Osman oğlu Saffet Özen, aslında 1327 doğumlu fakat resmi kayıtlara 1324 olarak geçirilmiş. Sarayköy Bala Mahallesi kütüğüne kayıtlı, ilkokulu Sarayköy'de bitirmiş arkasından da Motor Sanat okulunu...
Sarayköy'ü traktörle tanıştıran adam olarak tanınıyor. Annesi genç yaşta vefat edince, babası başka bir hanımla evleniyor. Genç Saffet, Sarayköy’den ayrılıp Nazilli'deki teyzesinin yanına yerleşiyor.
1930 lu yıllar...
Okuma yazma bilenin kâtip, memur olarak dolgun maaşla hemen işe yerleştiği zamanlar.
Saffet tahsilli ama gözü makine ve motorlardan başka bir şey görmüyor. Kamyon şoförlüğü yapıyor. Güzel paralar kazanıyor. Meslek sahibi genç ve yakışıklı delikanlının evlenme zamanı. Teyzesi aracı olup, iyi huylu, terbiyeli, güzel bir komşu kızı ile Saffet'i evlendiriyor. Yıl 1934. Saffet 23 eşi henüz 19 yaşında.
Kamyon şoförlüğü zor, üstelik evden ayrılıp uzaklara gitmek de var. Yeni evli Saffet'e en çok da bu zor geliyor.
O sırada Nazilli basma fabrikasının temeli atılıp inşaatı başlamış. Hummalı bir çalışma var. Bir zamanlar insanların geçmeye bile korktukları bataklık "Çingene Eğreği'inde" ahalinin o zamana kadar hiç görmediği koca koca binalar ardı ardına yükseliyor.
Fabrikaya bir lokomotif alınacak, Alamanya’ya siparişi verilmiş bile. Şehirle bağlantıyı sağlayacak, inşaatlara malzeme taşıyacak, raylar üstünde hareket eden büyük vinçlere manevra yaptıracak...
Lokomotif geliyor ama kim kullanacak? Haber Saffet Özen'e kadar ulaşıyor.
Saffet içinden "İşte tam benim işim" diyor ve hemen gidip yetkililere başvuru yapıyor. 76. sırada kaydı yapılıp,makinist olarak işe kabul ediliyor. Yıl 1936.
Gıdı gıdı ve ilk makinisti Saffet ÖZEN
Saffet sevinçli lokomotif "gıcır gıcır" üzerinde etiketleri bile duruyor ama Lokomotifi kullanmaktan önce yapılacak çok iş var. Demiryolu, istasyonlar, lokomotifin bakımı hepsi onu bekliyor.
Saffet ÖZEN (en sağdaki)
O sırada fabrika inşaatında çalışan taşaron şirket amaleleri dışındaki bir avuç Sümerbank işçisi çok daha fazla çalışıyordu.Yapılacak çok iş vardı. Herkes her işe koşuyor,akşam olunca katran ve makine yağlarına bulanmış,yorgun şekilde evlerine dönüyorlardı. Çok yoruluyorlardı ama ortaya çıkan eserin büyüklüğünü gördükçe yorgunlukları uçup gidiyordu.
Ortada ipi tutan Saffet Özen
9 Ekim 1937. Nazilli Basma Fabrikası Atatürk tarafından "altın anahtarla" açılıyor. Fabrikaya binlerce yeni işçi alınıyor.
Saffet Özen (beyaz gömlekli)
Tabi ki en baştan beri çalışanların fabrika için özel önemi var. Saffet de onlardan biri üstelik "Motor Sanat okulu" mezunu. Fabrikaya makinist olarak girmişti,şimdi Tren İstasyonunun, 657 'ye bağlı amiri olmuştu. Arasıra trenci üniforması giyiyordu ama o amirliği hiçbir zaman masa başında oturmak olarak görmedi. Üzerinden yağlı lacivert tulumları hiç çıkarmadı. Sümerbank’ta onun gayretlerinin mükâfatını "Takdirname" ile belgeledi, fabrika şeref defterine takdirnamesi kaydedildi.
Saffet ÖZEN'in Takdirnamesi.
Saffet Özen, bilgiye önem veren, kendini geliştirmek için sürekli okuyan, Arapça,Farsça, Fransızca bilen, felsefe ve edebiyatla ilgilenen,sportmen,çevresine ışık veren aydın biriydi. Kendisinden yardım isteyen üniversite öğrencilerinin tezlerine yardım edebilecekcek kadar kültürlüydü.
Fabrika içi özel bir turnuvadan
Ölümle sonuçlanan 9 doğumdan sonra nihayet ilk çocuğunu kucağına almıştı. Yavrusu henüz 3 yaşında iken baş makinist Saffet Özen kansere yakalandı. İdrar yollarında tümör vardı. İzmir’de ameliyat oldu. Neyse ki hastalık vücudunu sarmamıştı. Ama 3 ayda bir İzmir'e kontrole gitmesi gerekiyordu. Ameliyattan sonraki dönemde evi Yukarı Nazilli'de olduğu için, fabrikanın tahsis ettiği ambulansla işe gidip gelmeye başladı.1963 yılında işe daha kolay gidip gelebilmek için evini satıp fabrika lojmanlarına taşındı. Arka sıra 9. apartmanda ancak dokuz ay oturabildiler. Hastalık nüks etmişti. Acilen İzmir'e gidip 2. ameliyatı oldu. Hastanede 2 ay yattı,emekliliğini istemek zorunda kaldı. Birlikte geçen 28 yıl sonunda Gıdı gıdı' dan ayrılmak çok zor oldu.Daha kolay tedavi olabilmek için İzmir'den bir ev satın alıp yerleştiler.
Gıdı gıdı ve Nazilli Sümerbank aklına geldikçe kendini tutamayıp ağlıyordu. Bazen Gıdı gıdı ile ilgili bilgisine başvurulmak gerektiğinde Nazilli'den ona danışmak için İzmir'e gelirlerdi. O zaman bambaşka biri oluverirdi.
Hele bir keresinde Gıdı gıdı için 2 günlüğüne Nazilli'ye götürüldüğünde öyle mutlu olmuştu ki. Sağlığı izin verse o an yeniden işe başlayabilirdi.
Gıdı gıdı ve Nazilli Sümerbank aklına geldikçe kendini tutamayıp ağlıyordu. Bazen Gıdı gıdı ile ilgili bilgisine başvurulmak gerektiğinde Nazilli'den ona danışmak için İzmir'e gelirlerdi. O zaman bambaşka biri oluverirdi.
Hele bir keresinde Gıdı gıdı için 2 günlüğüne Nazilli'ye götürüldüğünde öyle mutlu olmuştu ki. Sağlığı izin verse o an yeniden işe başlayabilirdi.
Sümerbank ve Gıdı gıdı ile dolu hayatı 27 Haziran 1975 günü ani bir kalp kriziyle sona erdi. Gıdı gıdı’nın ilk makinisti Saffet Özen'in hikâyesi de işte böyle.
Eminim ki pek çoğunuzun dedesi, babası, annesi aşağı yukarı benzer hikayeler yaşamıştır.Biz Sümerbanklılar fabrikamızdan ayrılsak da,emekli olsak da hatta fabrika kapatılsa da içimizde daima Sümerbank sevgisiyle yaşarız. Hatta bazı geceler rüyalarımızda da olsa gizli gizli gider fabrikamızda çalışırız. Sevgiyle kalın. İlhan ÖDEN
Not : Saffet Özen'in yaşamı kızı Serpil Özen'in verdiği bilgiler ışığında İlhan Öden tarafından öykülendirilmiştir.
Eminim ki pek çoğunuzun dedesi, babası, annesi aşağı yukarı benzer hikayeler yaşamıştır.Biz Sümerbanklılar fabrikamızdan ayrılsak da,emekli olsak da hatta fabrika kapatılsa da içimizde daima Sümerbank sevgisiyle yaşarız. Hatta bazı geceler rüyalarımızda da olsa gizli gizli gider fabrikamızda çalışırız. Sevgiyle kalın. İlhan ÖDEN
Bitmesini istemediğim bir öykü;çok dyugulandım...Rüyalarında gizli gizli çalışanlardan babam...Çok teşekkürler İlhan Bey;bir tarih yazıyorsunuz,emeğinizi tekrar tekrar kutluyorum.
YanıtlaSilİlhan kardeş işin çok zor.Fabrikamızdaki hangi SAFFET ÖZEN'i yazacaksın.Yüzlerce binlerce var.Ama SAFFET ÖZEN amcamızın öyküsü biraz başkaymış.O fabrikamızla özdeşleşen GIDI-GIDI'mızın Başmakinistiymiş.Günümüze uyarlarsak bence baş mühendisi.
YanıtlaSilYıllarca kokuşmuş,düşünmeyen,yorum yapmayan ahlak çöküntüsü Amerikan ve batı dünyasının bozuk toplum yapısını empoze etmeye çalışan penbe diziler yerine bu öykülere yer verseler olmazmı?O zaman geçmişini bilen değerlerine sahip çıkan herhalde bir toplum oluruz.
SAFFET amcaya allahtan rahmet diler,sevenlerine ve yakınlarına selam ve saygılar sunarım.Sağolasın İLHAN'cım,ellerine sağlık.
Değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederim.
YanıtlaSil