15 Temmuz 2025 Salı

AYILAR VE AYICILAR (Geçmiş zaman notları)

 AYILAR VE AYICILAR (Geçmiş zaman notları)

50 yaşından küçükler bilmezler eskiden göçebe ayıcılar vardı. Şehir, şehir gezerler, sokaklarda dolaşarak çevrelerinde meraklı birkaç kişi toplandığında burnundaki halkaya bağlı zincir ile hareketleri kısıtlanmış ayılarını oynatır karşılığında para ve ekmek toplarlardı. Nazilli Sümerbank lojmanları da Ayıcıların sık sık uğradığı yerlerden biriydi. Ayıcı elinde büyükçe bir sopa ve kalbur çemberine gerilmiş kuzu derili, zilsiz ama kocaman bir tef ile yürür, koluna bağlı zincirle tuttuğu ayı da arkasından takip ederdi. Ayıcı ve ayısı sokaklarda ilerledikçe peşlerine takılan çocuk alayı da onları takip ederdi. Yolda ya da kapı önlerinde bekleyen meraklı büyüklere rastladıkça, çevrelerini saran çocuk ve meraklı büyüklerden oluşan insan halkasının ortasında ayısına öğrettiği bir kaç küçük numarayla gösterisini yapar bahşişini ve ekmeğini toplardı. Ekmek parçalarını sanırım ayısını beslemek için toplarlar boyunlarına asılı kirli torbalarında biriktirirlerdi. Aklımda kaldığı kadarıyla gösterileri "Hamamda kadınlar nasıl bayılır" ve tef eşliğinde ayının zıplayarak yaptığı dans ile sınırlıydı. Arada bizim de tefin ritmine kendimizi kaptırıp farkında olmadan ayıyla beraber oynadığımız olurdu. Bazen nispeten daha yüklü bahşiş karşılığında sırtı ya da beli ağrıyanlar, yere serilen eski bir çuval üzerine uzanır ayıya kendilerini çiğnetir masaj yaptırırlardı. Ayıların yaptığı masajın kronik bel ağrısına iyi geldiği söylenirdi. Ne kadar doğru bilmiyorum.
Aslında hep merak ederdim, ayı gerçek mi, yoksa ayı postuna bürünmüş insan mı diye? Genelde ayıcıların yanında 4-5 yaşında küçük ayılar olurdu onlar hem sevimli hem de gerçekliği kesin ayılardı, çekinmeden dokunur, okşardık. Bazılarının boyu ayıcının boyundan bile uzun olur yanına yaklaşmaya korkardık. Sanırım Müjdat Gezen oynadığı Gırgıriye serisinden bir filminde ayı postuna bürünmüştü. Filmi izlediğimde şüphelerimde haklı olabileceğimi anlamıştım.
1980 sonrası ayı oynatmak yasaklandı, ayılar merkezlerde toplanıp rehabilitasyon sonrası Uludağ gibi yaşama koşullarına uygun yerlerde doğaya salındılar. Ayıcılık da çocukluk anılarımızda ve tarih sayfalarında küçük bir anekdot olarak kalmış oldu. İlhan Öden

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder