28 Ekim 2017 Cumartesi

Mehmet Perinçek

mehmet_perincek_aydinlik225
Sovyet mühendisin anılarında Atatürk! 

Bayrağını kendi fabrikanda dikmek!
23 Nisan’la 19 Mayıs’ın ortasındayız. Bu günlerin simgelediği ulusal egemenlik ve bağımsızlığın olmazsa olmazı milli bir ekonomi inşa etmekti. Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, bu hedefin en önemli adımı oldu. Sümerbank Kayseri ve Nazilli tekstil fabrikaları, bu plan çerçevesinde SSCB’den alınan krediyle ve Sovyet uzmanlarının içinde bulunduğu çalışma sonucunda kuruldu.

Bu çalışmada yer alan önemli isimlerden biri de Rus mühendis İ. V. Komzin’di. Sovyet devleti adına yurtdışında birçok projede görev yapan Komzin’in anıları 1973 yılında Moskova’da basılır. (İ. V. Komzin, Ya Veryu V Meçtu, İzdatelstvo Politiçeskoy Literatur ı, Moskva, 1973) Komzin, anılarında Türkiye günlerine ve fotoğraflarına da yer verir.

Komzin, Türkiye’ye görevlendirilmesini sevinçle karşılamıştır. Artık masa başında çok oturmayacaktır. Rus mühendis, kendine has bu ülkede birçok ilginç şey gördüğünü ifade eder.
komzin_oglu_boris_ile“Büyük devlet bilgeliği gösteren Atatürk!”

Ama aklında en fazla kalan anısı, Almanya’da Hitler’in iktidara geldiği, Japonya ve İtalya’da faşistlerin Naziler gibi Sovyet karşıtlığını ateşlediği gergin uluslararası ortamda büyük devlet bilgeliği gösteren Mustafa Kemal Atatürk’le buluşmasıdır. Rus uzmanın ifadesiyle Atatürk, o zor günlerde SSCB’yle dostluk ilişkilerini ısrarla desteklemiştir.

Ankara’ya geldiğinin ertesi günü Atatürk, Sovyet Büyükelçiliği aracılığıyla tanışmak ve görüşmek için Komzin’i Çankaya’ya davet eder. Komzin, karşısında düşünceli ve dikkatli bakışları olan ellili yaşlarda bir adam bulur. Atatürk’ün ilk sözleri şöyle olur:

“Bu fabrikaların yapımına büyük önem veriyoruz. Kayseri ve Nazilli’de inşa edileceklerin Türkiye ekonomisine iyi tesir edeceğine ve kendi milli kadrolarımızı yaratacağına inanmak istiyorum.”

Sovyet uzman da buna benzer bir bakış açısını dile getirir ve sözlerini rakamlarla destekler. Bütün meseleleri görüştükten sonra Atatürk, Komzin’i elini sıkarak uğurlar, bütün inşaatçılara en iyi dileklerini iletmesini rica eder ve ekler: 

“İnşaatla ilgili iyi haberleri bekleyeceğim...” 

“Hiçbir teknik sırrımız yoktu!”


Komzin, anılarında Rus ve Türklerin ortak çalışmasının başından son güne kadar çok dostça geçtiğini, ilişkilerin ise en samimi şekle dönüştüğünü ifade eder:

“Türk meslektaşlarımızdan sakladığımız hiçbir teknik sırrımız yoktu. Her birinin başarısına bütün içtenliğimizle sevinerek açık kalplilikle onlara bilgi ve tecrübelerimizi aktardık.”

Çalışmalar sırasında karşılaşılan en önemli engel dil sorunu olmuştur. Sovyet uzmanların, monte edilirken makinelerin nasıl kullanılacağı ve tamir edileceği hakkında bilgiler vermesinde tercümanlar yeterli olmaz. Bunun üzerine özellikle teknik terimleri kapsayan bir Türkçe-Rusça sözlük hazırlarlar. Komzin, bu sözlüğün kendilerine çok zaman kazandırdığını belirtir. Ruslar ve Türkler, bu sözlüğü hemen benimsemişlerdir.

Komzin’in ifadesiyle inşaat ilerledikçe binlerce Türk, artık kalifiye işçi, usta ve tekniker olmuştur. Türk uzmanları yetiştiren Rus mühendis, onları gayretle ve inatla öğrenen, sade ve çok çalışkan insanlar olarak hatırlamaktadır. 

komzin_1934_225
“İzmir’i bırakıp geldim!”

Komzin, buna dair bir anısını da aktarır. Nazilli’deki fabrikanın üretime geçmesinden kısa bir süre önce atölyelerden birini teftiş ederken birden yanına kısa boylu, zayıf biri gelir.

“- Basit bir işçiye bir iki dakika ayırabilir misiniz, beyefendi (son kelimeyi kiril harfleriyle Türkçe yazmıştır.-MP)?

- Lütfen, buyurun... Bir ricanız veya sorunuz mu var?

- Hayır, hayır beyefendi. Sadece mutluluğumu dile getirmek istedim. Ne de olsa yakında fabrika çal ışmaya başlıyor. Biz Türkler için bu, gerçek bir bayram!

Ve birçokları için yeni, ilginç bir yaşam. Benim için de. Nazilli’de tekstil fabrikasının yapıldığını öğrenir öğrenmez düşünmeden postacılığı ve dedelerimin, atalarımın yaşadığı İzmir’i bıraktım. Başlarda kazı işçisi, hamal olarak çalıştım. Geçti gitti. Çok daha önemli olan şimdi kendimi nasıl hissettiğim...”

Bu sözlerinin ardından işçinin gözleri neşeyle parlar ve gururla elindeki kâğıdı Komzin’e gösterir. Kâğıt, Selim Cevat’ın tesviyeci uzmanlığını aldığına dair sertifikadır. Sonra şöyle devam eder:

“Bunun için her şeyden önce siz Ruslara teşekkür etmem lazım. Öğretmenim iyiydi. Yoldaş (kiril harfleriyle Türkçe yazılmıştır-MP) Kurilov bana kardeşi gibi davrandı.”

Selim Cevat, sohbet esnasında tercümana sözlerini eksiksiz bire bir çevirmesini ister edasıyla bakmıştır. İşçinin son sorusu ise Kemal Paşa’nın açılışa geleceğinin doğru olup olmadığıdır. Komzin, Atatürk’ün davet edildiğini ama gelmesinin kesinlik kazanmadığını bildiğinden yuvarlak bir cevap verir:

“Umuyoruz. Ama her halükarda bu söylenti temelsiz değil.” İşçinin esmer yüzü, gülümsemeyle kaplanır.

Atatürk’e verilen albüm!

Açılıştan birkaç gün önce Atatürk’ün geleceği haberi ulaşır. Fabrikanın müdürü Fazlı Bey, aralarında Komzin’in de olduğu mühendis grubuna karşılama töreniyle ilgili fikirlerini sorar. Birçok öneri yapılır. Ancak bir tanesi herkes tarafından benimsenir. Fabrikanın üreteceği ve üretmeye başladığı kumaşlardan bir albüm hazırlanacaktır. Kumaşlar, müdürün masasının üzerinde durmaktadır. Mühendislerden biri, “Cumhurreisin bu gökkuşağına bakmak hoşuna gidecektir” der.

Bunun üzerine sanatçılara danışılarak 17 çeşit kumaştan oluşan maroken ciltli milli motiflerle süslenmiş Türkçe ve Rusça hitap yazısıyla bir albüm hazırlanır. Atatürk’e verilecek bu hediye bir gecede yetiştirilir.

Atatürk’ün sessiz konuşması!

Tören günü (9 Ekim 1937) binlerce kişi toplanır. Komzin’in anlatımıyla kalabalık hep bir ağızdan “Atatürk” diye slogan atmaktadır. Fabrikanın stadında yapılan törendeki ilk konuşmayı Fazlı Bey yapar. Albümü Celal Bayar’ ın eliyle Atatürk’e verirler. Atatürk, yavaş yavaş sayfalarını çevirmiş ve kumaşları dikkatlice incelemiştir. Beğendiği yüz ifadesinden anlaşılmaktadır.

Daha sonra Atatürk, ayağa kalkar ve sayfalar ı teker teker kalabalığa gösterir. Kalabal ık, coşkuyla Atatürk’ün her hareketini izlemektedir. Atatürk, son sayfaya geldiğinde bayrak rengi kumaşı dudaklarına götürür. Bunun üzerine büyük bir alkış kopmuş ve bağı- rışlar duyulmuştur.

Komzin, Atatürk’ün böylece tek kelime söylemeden kalabalığı coşturan parlak bir konuşma yaptığını ifade eder. Komzin’e göre Atatürk, sanki bu hareketiyle Türkiye’nin artık kendi bayrağını kendi toprağında yetişen pamuğuyla kendi fabrikasında kendi dikeceğini ifade etmiştir. 

Not: Komzin, yaklaşık 40 sene sonra kitabında bu anısını aktarırken karıştırarak Nazilli yerine Kayseri yazmıştır. Atatürk’ün katıldığı açılış Nazilli fabrikasındaki törendir. Komzin’in anılarını bu hatayı düzelterek aktardık.


ataturk_fabrika_acilisinda225
Atatürk’ü şaşırtan dokuma tezgâhı! 

Nazilli fabrikasının açılışı, Sovyetler’in resmi yazışmalarına da yansımıştır. Tekstil fabrikalarının inşaatı için kurulan “Turkstroy” isimli Sovyet kuruluşunun başmühendis yardımcısı, SSCB’nin Türkiye’deki maslahatgüzarına konuyla ilgili 14 Ekim 1937 tarihli bir mektup göndermiştir. Nazilli’den yazılan mektubun aslı, Dışişleri Bakanlığı’nın arşivi olan Rusya Federasyonu Dış Politika Arşivi’nde (AVPRF) fond 194, liste 16, klasör 9, dosya 20, yaprak 15-17 numaralarıyla saklanmaktadır.

Mektupta anlatıldığına göre Komzin’in bahsettiği mitingden ve işçilerin geçit töreninden sonra Sovyet yetkililer Atatürk’e takdim edilmiştir. Atatürk, hepsinin elini sıkarak Sovyet kolektifine teşekkürlerini iletmelerini ister.

Daha sonra işbaşına çağıran uzun bir siren sesi duyulur. Atatürk, bakanlarıyla birlikte altın bir anahtarla fabrikayı açar. Sovyet yetkilinin ifadesiyle Atatürk ve bakanlar, memnun bir şekilde fabrikadaki makinelerin nasıl çalıştığının ayrıntılarıyla ilgilenirler. İsmet İnönü ise SSCB’de bu makineleri üreten fabrikaları ve daha önceden gördüğü Kayseri fabrikasındaki makinelerle Nazilli’dekilerin farkını sormuştur.

Atatürk de fabrikayı gezdikten sonra birçok soru yöneltmiş, coşkusunu ve şaşkınlığını dile getirmiştir. Atatürk’ü ve bakanları özellikle otomatik dokuma tezgâhı hayrete düşürmüştür. Atatürk, fabrikadan çıkarken İsmet İnönü’yü durdurup kulağına doğru “Mükemmel. Büyük fabrika. Mükemmel makineler. Kayseri’deki de böyle mi?” diye sorar. İnönü, “Evet. Gidip Kayseri fabrikasını da görelim” cevabını verir.

Atatürk, fabrikanın farklı bölümlerini de gezdikten sonra Sovyet yetkililere tekrar teşekkür eder. Yorulduğu gözlenen Atatürk, ardından arabasına binip trenine gider.

Sovyet mühendis, fabrikanın Atatürk ve bakanlar üzerinde çok büyük etki yarattığını belirterek mektubuna son verir.   

Mehmet PERİNÇEK - 12 Mayıs 2012 - Aydınlık
1 No’lu Cezaevi B-2 Silivri

21 Ekim 2017 Cumartesi

Herkese Sümerbank'ın koynunda bir yer vardı.

Nazilli Sümerbank Bekar Pavyonu
Bu binada 1970 yıllarına kadar fabrikamızda çalışan bekar erkekler cüz'i bir ücret ödeyerek ikamet ederlerdi. Sümerbank'ı yapanlar her şeyi düşündükleri gibi bekar erkek çalışanlarını da düşünmüşler. Binada Sosyal hizmetlere bağlı elemanlar çalışır işçilerin kişisel çamaşırları, çarşaf,nevresim gibi binanın çamaşırları yıkanır ve temizlik işleriyle ilgilenirlerdi.


Nazilli Sümerbank İşçi Lojmanları.

Büyük-Orta ve Küçük tip olmak üzere üç ayrı büyüklükte kısımlara göre adil bir şekilde tahsis edilmiş.İşçilerin kıdem ve statülerine göre belirlenip dağıtılan, bahçeli müstakil lojmanlardı.


Nazilli Sümerbank İdareci Memur lojmanları
Bu lojmanlar fabrika alanı içerisinde bulunur,fabrikamızın üst düzey yöneticilerine tahsis edilirdi.Fabrika müdürü için özel yapılmış ayrı bir Müdür Lojmanı vardı. Kaloriferli daha bakımlı binalardı.
Nazilli Sümerbank Memur lojmanları
Bu lojmanlar fabrika dışında yer alır fabrika ofislerinde çalışan daha alt kademedeki  memurlara tahsis edilirdi. Binalara ek olarak hane sayısı kadar bölümü olan yakacak koymak üzere yapılmış ek bir bina bulunurdu. Yine bu binalar gibi ağırlıkla bu düzey memurların oturduğu U apartmanlar denilen lojmanlar vardı.
Nazilli Sümerbank Misafirhanesi
Bu binada fabrikamızı ziyarete gelen misafirler,Nazilliye tayin olan Sümerbank mensubu olmayan memurlar, sporcu kafileleri geçici olarak misafir edilirdi.

Görüldüğü gibi Nazilli Basma fabrikası,toplamda 500 kadar Lojmanı,sosyal tesisleri,spor alanlarıyla,cami, okul,kasap,berber,manav,gazete bayi,PTT şubesi ve sinemasıyla Anadolu'nun pek çok yerleşim biriminden daha gelişmiş durumdaydı.  Kısacası Herkese Sümerbank'ın koynunda barınacak bir yer vardı.  Muhabbetle kalın. İlhan ÖDEN