20 Ekim 2024 Pazar

Nazilli Sümerbank



Nazilli Sümerbank'ın sözleri ve müziği bana ait kısa müzikal hikayesi.

 

11 Haziran 2024 Salı

SİZ EKONOMA'YI BİLİR MİSİNİZ.

Büyük marketler 1980 yıllarında açıldı, kredi kartları da aşağı yukarı o tarihlerden sonra yoğun kullanılmaya başlandı. Nazilli Sümerbank'lıların Kooperatif, Süpermarket, kredi kullanmak, kardan pay almak gibi Sümerbank dışında yaşayan vatandaşların yıllar sonra tanışıp kullanmaya başladığı uygulamaları 1940 yıllarında tanıyıp aktif bir şekilde kullandıklarını söylesem inanır mısınız? İnanmakta tereddüt edenler vardır ama Sümerbank fabrikalarının çalıştığı dönemlere yetişen tüm Sümerbank'lılar "EKONOMA" adıyla faaliyete geçen sonradan isimleri Tüketim kooperatifine dönüşüp, fonksiyonları kısıtlanan bu kuruluşları gayet iyi bilirler.

Fabrikalara dolaylı olarak bağlı olan kooperatif benzeri bu kurumlar, kömürden, zeytin yağına, sabuna. Toplu iğneden, düdüklü tencereye, Isparta halısından, Gırgır süpürgesine, buzdolabına, çamaşır makinesine, televizyona, fırına, motosiklete, av tüfeğine... Okul malzemelerinden, kıyafete ve akla gelen her türlü gıda maddesine uzanan sınırsız bir ürün yelpazesine sahip kurumlardı.
Bunlar yetmezmiş gibi yukarıda bahsettiğim kısıtlamalar öncesi bazı bankacılık faaliyetlerine de sahiptiler. Üyelerine ölüm, düğün, sünnet gibi ihtiyaçlarını karşılamak içim çok düşük faizle kredi verir, taksitle satış yapar, yıl sonunda tüm bu faaliyetlerden kazandıkları paralardan, masraflar düşüldükten sonra elde edilen kardan pay verilirdi. 1980 yıllarından sonra bankacılık alanına giren faaliyetler durduruldu. Ekonoma'lar, Yardımlaşma sandıkları kapatılıp, "Tüketim kooperatifi" statüsünde yeniden kuruldu. Ben de o sırada Yardım sandığında çalışıyordum. Yeni kuruluşun kurucu üyelerinden biriydim. Bu dönemden sonra günümüz marketleri gibi çalışmaya devam edildi. Bu haliyle bile Sümerbank'lılar için paraları olmadığında ya da yetersiz olduğunda ihtiyaçlarını, maaşlarından belli oranlarda kesilen taksitlerle ödeme imkanı sunuyordu. Yardım sandığına karşı tüccarda, üreticide, imalatçı da sonsuz bir güven vardı. Halen faaliyette olan Kristal firmasının 2000 teneke 18 Kg Zeytin yağını, 10 kiloluk 1000 torba yeşil ve beyaz sabununu 2-3 günde sattığımız günleri bilirim. Örneğin firmalardan 6 taksitle alınan ürünler, çalışanlardan her ihtimal düşünülerek 4-5 ayda kesilir toplanan paralar 1 ay da kooperatif sermayesi olarak kullanılırdı. Sıradan ürünler kesinlikle alınıp satılmazdı. Mutfak eşyalarından o zamanların Karaoğlu, Karaca gibi seçkin markaların tencere takımları getirilir, herkes kendi ihtiyacı ya da kızının çeyizi için alır üç gün içinde bütün mallar satılırdı. "Yardım sandığı ölmüş eşek getirse satılır" diye espriler bile yapılırdı. Yardım sandığı faaliyetini fabrikanın kapandığı tarihe kadar yavaş yavaş azaltarak sürdürdü. Bugün Sümerbank'la birlikte tarih olup gitse de eminim yaşayan her Sümerbank'lının içinde, o döneme yetişen her Sümerbank çocuğunun anılarının baş köşesinde yeri vardır.

Biz Sümerbank'lılar, onurlu insanlarız, hatta başkalarına göre biraz "dik kafalıyız" kimseye saygısızlık etmeyiz ama kimseye de kolay kolay boyun eğmeyiz. Çalışanının borç istemesine, esnafa avuç açmasına engel olan satış mağazaları, banka şubeleri, ölüm yardımlaşma dernekleri, hastaneler, kamplar ve bu yazımda anlattığım EKONOMA gibi sosyal yapılarla destekli dünyada eşi benzeri az bulunan ve bizim böyle dik duruşumuzun arkasındaki en önemli etken olan Sümerbank'ın kurumsal yapısıdır. Tüm Sümerbank fabrikalarının olduğu yerlerde yukarıda saydığım yan kuruluşların çoğu vardı. Benzer şeyler mutlaka oralarda da yaşanmıştır. Ne mutlu bizlere böyle bir yapının parçasıyız. Umarım bir gün insanların köle gibi değil, insan gibi çalıştığı böyle kurumlar, yeniden yaygınlaşır. Ülkemin çok ihtiyacı var. İlhan ÖDEN.

6 Haziran 2024 Perşembe

EKMEK PULUNDAN SÜMERBANK FIRININA YOLCULUK.

 

1975 ve daha önceki yıllarda ekmeklerin altına hangi fırında pişirildiğini belirten pullar yapıştırılması zorunluydu. Bunun zannedildiği gibi reklamla falan alakası yoktu. O zamanlar özellikle ekmekte belediyelerin sıkı denetimi vardı. Sağlık şartlarına uygun pişirilmiş mi? İçinde yabancı madde var mı? En önemlisi belediye tarafından belirlenen ağırlıkta mı olduğu, zabıta memurları tarafından sık sık fırınlara baskın yapıp, kontrol edilirdi. Bakkallarda farklı fırınlardan gelip satılan ekmeklerde herhangi bir kusur görülür, vatandaşlardan şikayet gelirse ekmeğin arkasındaki pullardan hatalı fırın tespit edilir, hakkında işlem yapılırdı. Hala önemli ama o zamanlar en önemli gıda maddesi ekmekti.

Çoğunuz hatırlamazsınız ama Ramazan ayı geldiğinde ekmeklerin üzerine susam eklenirdi. Zamanla yapıştırılan pulların arkasındaki ekmeğin yenilmediği, ekmek israfına sebep olduğu, bazen de kağıtların yanlışlıkla yenildiği öne sürülerek, bu uygulamadan vazgeçildi. Bence yararlı bir uygulamaydı kaldırılması iyi olmadı sanki şimdi ekmek israfı önlendi mi?

Ekmek kalitesi o kadar düştü ki artık imkanı olanlar normal ekmek yemiyorlar. Fırınlardan mısır ekmeği, tam buğday, sarı buğday, ekşi maya, Çavdar ekmeği, Kara kılçık ekmekleri gibi özel unlardan yapılıp 30 lira civarında satılan ekmeklerden alıyor birkaç gün bayatlamadan kalan bu ekmeklerden alıp yiyorlar. Ben de bu ekmeklerden alıyorum ama birkaç kere alınca bıkıp, başka çeşidi deniyorum.

Ben Sümerbank çocuğuyum, Nazilli Sümerbank lojmanlarında doğdum, Sümerbank ekmeğiyle büyüdüm. Aslında tam aradığım şey çocukluğumdaki, fabrika fırından yeni çıkmış, fırından alp eve getirinceye kadar farkına varmadan yarısını yediğim sıcak ekmeğin burnumdaki kokusu ve tadı. Acaba sizler de benim gibi mi düşünüyorsunuz? Sümerbank çocukları. Sağlıcakla kalın. İLHAN ÖDEN

8 Nisan 2024 Pazartesi

FABRİKADA HALK MAHKEMESİ

22 Eylül 1948
İşçi sendikası yönetim kurulu, fabrikada bazı işçilerin yeni kurulan sendika aleyhine çalışmalar yaptığı duyumu alır. Bunun üzerine sendika harekete geçer ve mahkeme kurulur.

Yargılamayı yapanlardan Mehmet Yelkovan

YARGIÇLAR
Osman Kalfa (Dokuma ustası) Mehmet Bayraktar (İplik) ve Mehmet Yelkovan (Dokuma Ustası)
(Osman Kalfa ile lojmanlarda yanyana oturduk, Mehmet Yelkovan ise yengemin babası olur, Yıllar önce rahmetli oldular.)
SANIKLAR
Hüseyin Akçin-Cevdet Şigay-Sanık Balcıoğlu-Gani Yurduşen-H.Can-M.Uygunoğlu.
SAVUNMA ŞAHİTLERİ
Celal Ülkü ve Muhlis Mete
SANIK ALEYHİNE ŞAHİT
Ali Usta
Mahkeme başkanı Osman Kalfa , yargılamanın "Kalplerinde oluşacak hissiyata göre" yani vicdanen olacağın belirterek, oturumu açar ve Sanık Hüseyin Akçın'ın yüzüne...
Sendika tüzüğünün ilgili maddeleri ve ihraç kararları okunur ve savunması istenir.
Hüseyin Akçın yazılı savunmasını okur ve sözlü olarak kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediğine dair savunma yapar.
Mahkeme aleyhte şahit Ali Usta'ya söz verir.
Ali Usta; kendisi ve başka kişilerin de olduğu ortamlarda Ali Şigay'ın "Beni Başkan seçin, ben onlar gibi Balkan ülkelerinden gelmedim" şeklinde ifadelerinin olduğuna şahitlik eder.
Sanık lehine şahitlik yapacak olan Muhlis Mete "Ali Şigay'ın sendikada çok emeği olduğunu belirterek, sendikanın onu kaybetmekle önemli bir uzvunu yitireceğini ve af edilmesi yönünde tavsiyeler içeren savunma yapar."
Celal Ülkü ise 45 dakika süren duygusal savunmasında "Ali Şigay'ın herkes gibi fani olduğunu ve düşüncesizce bir hata yapmış olabileceğini ama hatasını telafi ederek arkadaşlarının sevgisini ve onurunu tekrar kazanabileceği yönünde etkili bir savunma yapar."
Mahkeme kurulunda, sanık Ali Şigay'ın samimi olduğu yönünde bir kanaat oluştuysa da...
Çeşitli mazeretler öne sürerek katılmayan sanıklar ve tanıkların ifadelerinin alınması lüzumu görüldüğünden , mahkeme 26 Eylül 1948 Pazar günü saat 10.00'da yapılacak 2. oturuma ertelenir...
Evet fabrika sendikasının yayın organı SENDİKA YOLU gazetesinin 22 Eylül 1948 tarihli haberi böyle.
Mahkemenin nasıl sonuçlandığı hakkında bilgim yok, aslında sonucun da benim açımdan pek önemi yok. Önemli olan problemlerini kendi içinde adil ve demokratik bir şekilde çözmeye çalışmaları.
Bilmiyorum ama belki bu da NAZİLLİ SÜMERBANK'a ait ilklerden biridir. Muhabbetle kalın İlhan Öden

28 Şubat 2024 Çarşamba

KABUL EDİLEN YENİ BİR TEZ ve TEŞEKKÜR.

 Çalışmalarımızın araştırmacılar tarafından değerlendirilmesi, onlardan gururlandıran sözler içeren, güzel mesajlar almak. Büyük mutluluk. Tebrikler Şölen Kumru.

Teze ulaşmak için aşağıdaki bağlantıya tıklaya bilirsiniz. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp




13 Şubat 2024 Salı

GURUR VEREN,GÜZEL ŞEYLER...

Bugün çok sevindiğim bir haber aldım. Doktora tezine yardımcı olduğum Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinden Şenol Sırma kardeşim, 5 Şubat 2024 tarihinde tezini başarıyla savunup tamamlamış. Bu Hasan Doğan ve Büşra Bigat Akça'dan sonra yardımcı olduğum üçüncü doktora tezi oluyor. Hepsi de son derece emek verilen, titiz çalışmalardı. Arada kısmen yardımcı olduğum daha üst ve alt seviyede çok sayıda arkadaş var ama Büşra ve Şenol'un bende özel yerleri var. Onların gayretli çalışmalarına ben de aynı gayretle destek olmaya çalıştım. Bazen gecenin geç saatlerinde, bazen gün ortasında yazışarak konuşarak, belge paylaşarak ve sorularına cevap vererek elimden geldiğince, tezlerinin olabilecek en kapsamlı şekilde olması için gayret ettim...


Emeklerinin karşılığını aldıklarını görmek beni çok mutlu etti ve gururlandırdı. Bir Sümerbank çocuğu ve çalışanı olarak ,Sümerbank'a olan vefa borcumu ödemek bakımından bundan daha gurur verici ne olabilir ki? Tebrikler, Şenol Sırma. Allah yolunu açık, başarılarını daim etsin.


Bu da Büşra Bigat Akça'nın kitap haline getirdiği doktora tezi ve kitap içinde bana dair yazdığı güzel şeyler. İhtiyaç duydukları her zaman ve her konuda elimden geldiği ölçüde yardıma hazırım. Allah onun da yolunu açık, başarılarını daim etsin.