21 Mayıs 2014 Çarşamba

ADAMLAR YAPMIŞ ABİ...



Nazilli basma fabrikası kapandıktan yıllar sonra “Atatürk’ün çılgın projesi”  olarak Türkiye gündeminde yer almaya devam ediyor. Önceleri gazeteci Banu Avar ve tarihçi Sinan Meydan tarafından birçok görsel ve yazılı yayın organında Nazilli basma fabrikası izleyenleri ve okuyanları hayretler içinde bırakarak anlatıldı. Son olarak gazeteci Yılmaz Özdil, 23 Nisan özel yazısıyla Nazilli Basma fabrikasını tekrar ülke gündemine taşıdı. Sosyal paylaşım sitelerinde rekor sayıda paylaşım yapıldı. Herkes bir kez daha Nazilli basma fabrikasının pek çok kuruluşta şimdi bile olmayan özelliklerini öğrenerek şaşırdı.


2008 yılından beri blog sayfamda, fırsat buldukça basılı yayın organlarında, söyleşilerde Nazilli basma fabrikasını anlatıyorum. Aslında anlattıklarım ünlü yazarların bilmedikleri şimdiye kadar yayın organlarında yer almamış, daha önce anlatılanlardan çok daha önemli konular ama doğal olarak onların yazıları kadar etki yaratamıyor.

Örneğin Nazilli plus dergisinin geçen sayısında anlattığım “Nazilli Basma Fabrikası Silahlı Kuvvetleri” daha önce hiç gündeme gelmemiş önemli bir konuydu.. Fabrikamızın sineması, ekmek fırını, treni, hastanesi, piyanosu, futbol sahasının zemini bile izleyicileri, dinleyenleri, okurları şaşkınlık içerisinde bırakırken bir fabrikada böyle kapsamlı bir silahlı savunma gücü, eğitimli ilkyardım ve sivil savunma teşkilatının olması daha önemli bir özellik değil miydi?

Bu ayki yazımda yine Nazilli basma fabrikasının bilinmeyen önemli bir özelliğini anlatacağım.

 FOTOYU BÜYÜTMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN.
 Fotoğraf için İbrahim Uluyunçay'a teşekkür ederiz.

Tarih 15 Şubat 1948
Fabrika salonunda Atatürk’ün isteğiyle Ahmet Adnan Saygun tarafından bestelenen ,Cumhuriyet döneminin ilk Türk operası, Üç
perdelik, dramatik bir opera olan  “ÖZSOY” operası sergileniyor.

 “Fabrika salonunda sinema, tiyatro, konser gibi etkinlikler sık sık düzenleniyordu, bunda şaşıracak ne var? ” diyenler olabilir.

Peki, operayı sergileyen oyuncular Nazilli Basma fabrikasının işçileri, memurları desem?  Tepkiniz yine aynı mı olur? Opera bu ! Sıradan bir tiyatro oyunu değil. Oyuncular tek tek oynayacak, oynarken arya söyleyecek, koro var, kostümler var, dekor var en önemlisi canlı orkestra var…

Merak ediyorum 1948 yılından bu yana Nazilli’de, Aydın’da, hiç opera sergilenmiş mi?

Merak ediyorum. Kapatılan Nazilli Basma fabrikasının yerinde
şimdi üniversite var, bir kaç yüksek okulda yüzlerce kültürlü öğrenci var. En önemlisi kampüste müzik eğitimi veren bir konservatuar var. Böyle bir opera günümüzün 1948 yılına göre kat kat gelişmiş şartlarında Nazilli de tekrar sergilene bilir mi? Nazilli ve Aydın birlikte yapabilir mi?  

Maddi, sportif, sağlık, eğitim vb. katkılarını bir yana bırakalım. Basma üreten ticari bir kuruluş olan basma fabrikasının Nazilli ve çevresine yaptığı kültürel katkıyla, bir yüksek eğitim kurumu olan Üniversitenin Nazilliye katkısı kıyaslanabilir mi? Zannetmiyorum.

Üniversite 10 yılı aşkın bir süredir Nazillide. Konservatuar hoca ve öğrencilerinin yılda iki kez belediye salonunda verdikleri minik konserler dışında üniversitenin hiçbir kültür etkinliği yok.  

Fabrikamız kapatıldı. Başkaları ne der bilmem ana biz Sümerbanklılara göre Nazilli’nin kaybı çok büyük, Nereden baksak bakalım, hangi teraziyle tartarsak tartalım fabrikamızın boşluğu bir türlü doldurulamıyor. Nazilli her gün, her bakımdan biraz daha geriye gidiyor.  Sevgiyle kalın. İlhan ÖDEN.