6 Haziran 2012 Çarşamba

FABRİKADAN DOĞAN KENT (NAZİLLİ)


Basma fabrikasının Nazillide kurulması kararının arkasında farklı söylentiler vardır. Bazı kaynaklarda Rusya’dan Türkiye’ye gelip fabrikaların yapılacağı alanları tespit etmek için oluşturulan Orlof Heyeti ’nin etüt çalışmalarında araziyi fabrika şartlarına uygun bulmasının olduğu söylenir. Yerel kaynaklara göre ise fabrikanın Nazillide yapılmasında en önemli faktör, Kurtuluş savaşını kazanan ordunun çekirdeğini oluşturan “Kuvva-i Milliye” milis ordusunun Nazilli de kurulmasıdır.
Atatürk’ün Kurtuluş savaşı sırasında ayrıca Konya ve Düzce isyanlarının bastırılmasında görevlendirdiği Demirci Mehmet Efeye çektiği telgrafı aşağıya koydum.

AYDIN VE HAVALİSİ KUVAYI MİLLİYE UMUM KUMANDANI DEMİRCİ MEHMET EFE KARDEŞİME
Aydın'ın doğru,özlü ve fedakâr evlatları Bolu ve Düzce Havalisinde Memleketimizi gavurların esaretine düşürmeye çalışan hainleri pek kahramanca ve fedakarca bastırdılar. Vatanımıza büyük hizmetler ifa ettiler. Allah iki cihanda aziz etsin kendilerine ve umum kumandanları olan zat-ı alinize Büyük Millet Meclisinin kalbi ve samimi teşakküratını takdim eder gözlerinizden öperim. Kardeşim efendim. Ankara, 11 Haziran 1920 Mustafa Kemal
Atatürk’ün en yakın arkadaşlarından Celal Bayar’ın “Galip Hoca” kimliğiyle Kuvva-i Milliye içerisindeki faaliyetlerinden şüphelenen Demirci Mehmet Efe tarafından tutuklanması sırasında Nazilli’nin ileri gelenleri tarafından hayatının kurtarılmasının, Celal Bayar’da Nazilli halkına bir sempati oluşturması fabrikanın Nazilli’ye yapılması kararında etkili olan başka bir faktör olmuştur.
Kişisel düşünceme göre Orlof heyeti ve Celal Bayar faktörlerinden çok, Atatürk’ün, Nazilli halkının kurtuluş savaşı sırasındaki desteğini ödüllendirme arzusu öne çıkmaktadır.
Fabrikanın Nazilli’ye yapılma konusunu böylece açıkladıktan sonra, Kurtuluş savaşından yeni çıkmış genç Türkiye Cumhuriyetinin içinde bulunduğu borç ve yoksulluk batağından kurtulma çabalarına, İzmir İktisat kongresine ve kongrede alınan 1. Beş yıllık sanayi planı kararlarına bakalım.

 İzmir iktisat kongresinde alınan önemli kararların başında   “Hammaddesi yurt içinde yetişen ya da yetiştirilebilen sanayi dallarının oluşturulması.” gelmektedir.

Bu kararın uygulanmasında en önemli rol Sümerbank’a düşmektedir.Bu amaçla Türkiye’de iki fabrika yapımı için Sovyet Rusya ile Anlaşma yapılır. Kayseri ve Nazilli’de fabrikaları kurma amacıyla Türkstroy şirketi kurulur. Türkstroy’un Türkiye’deki muhatabı Sümerbank’tır.Türkiye Cumhuriyeti fabrikalar karşılığında doğacak kredi borcunu narenciye ile ödeyecektir.

TÜRKSTROY FİRMASININ ANBLEMİ

İlk fabrika Kayseri’de yapılır. Nazilli’deki fabrikanın temeli 25 Ağustos 1935 günü Celal Bayar’ın da katıldığı törenle atılır. Tüm Nazilli halkı eskiden gitmeye korktukları “Çingene Eğreği” denilen, bataklık ve çalılık arazide toplanır. Yapılan sondajlarla her yerden su fışkırmaktadır.  

Celal Bayar temel atma merasimindeki konuşmasında özetle şunları söyler..
” Ben Nazilliye gelmiş idim. O vakit bana mahsulün para etmediğinden bahsetmiştiniz. O zaman fabrika yapmak lüzumundan bahsettim. Size fabrikayı kendiniz kurabilir misiniz dedim. Cevabınız “kuramayız” oldu… Size devlet bir gün gelir fabrika kurar mahsulünüzü alır, dedim. Böyle bir devletçiliğe taraftar mısınız dedim. Siz de kurbanıyız dediniz.”

Tüm imkânsızlıklara rağmen, İşte devlet Nazilli’ye gelmişti…


Kısa zamanda fabrikanın inşaatına başlandı, Nazilli çevresindeki ilçe ve illerden gelen işçiler ve hatta cezaevlerindeki mahkûmların bile gayretli çalışmaları sonucunda 23 ay gibi, böyle büyük fabrika yapımı için kısa sayılan bir sürede inşaat tamamlandı.


ATATÜRK FABRİKAYI ALTIN ANAHTARLA AÇIYOR
9 Ekim 1937 günü, Atatürk sağlık durumunun çok iyi olmamasına rağmen katıldığı törenle fabrikayı açtı. O gün tüm devlet erkânı Nazilli’deydi. Fabrika hastane binası balkonundan İşçilerin resmigeçidini izledi, Nazilli halkevi başkanı Avukat Sami Kutluğ’un konuşmasını, dinledi. Kendisini görmeye gelenleri selamladı, yetkililerden bilgi aldı. Toplam 2 saat kadar fabrikada kaldı. Nazilliden son derecede memnun ayrıldı. Devlet sözünü tutmuş, elini uzatmış Türkiye’nin ilk Basma fabrikası Nazilli’de açmıştı.

İŞÇİLERİN GEÇİT TÖRENİ

Fabrika kısa zamanda Nazilli’de fark edilir değişimler yapmaya başlar. Kendisi için ürettiği elektriği Nazilli halkıyla paylaşır. Nazilli sokakları aydınlanmaya başlamıştır. Aydınlanan sadece Nazilli sokakları değildir. Okuma yazma kursları, Sinema, tiyatro, müzik gibi Kültür faaliyetleriyle fabrika işçileri de aydınlanmaya başlamıştır. Çeşitli meslek kursları, devamlı yayın yapan özel radyosu, kütüphaneler Nazillililerin hizmetindedir.
Fabrika hastanesi, doktorları yıllardır Nazilli halkını pençesine alan “Sıtma” hastalığının kökünü kazırlar. Ameliyathaneli, eczaneli, diş üniteli 50 yataklı Sümerbank hastanesi Nazilli ve çevresine genç cumhuriyetin sağlık eli olarak uzanır.
Nazilli ekonomisi canlanmıştır, cepleri para gören bekârlar arka arkaya evlenmeye başlar, Fabrika çevresinde küçük esnaf, civar köylerde pamuk üreten çiftçiler, ev sahipleri, inşaatçılar, kısaca herkes kazanmaktadır.

Fabrika kurduğu spor kulübüyle bilinen, Güreş. Futbol gibi sporların yanında o zamana kadar Nazilli’de bilinmeyen boks, atletizm, paten, tenis gibi sporları da Nazillide yapılır hale getirmiştir.

Benimde yer aldığım Nazilli Sümerspor’un Rıdvan DİLMEN li kadrosu. 1979

Fabrika çevresindeki cami, okul, karakol gibi kamu kuruluşlarının ihtiyaç halinde yardımına koşar, İtfaiye teşkilatı Nazilli şehir yangınlarına anında müdahale eder.
1930 yıllarının “Pazar köy” ü kendisine uzanan cumhuriyetin eliyle kısa zamanda bambaşka bir şehir olur. Öyle ki hızla gelişen Nazilli 1960 yıllarındaki sayımlarda, bağlı olduğu Aydın ve yakınındaki Denizli vilayetlerinden daha çok nüfusa sahip modern bir şehir olmuştur.
Nazilli’de milli bayramlar bile artık farklı kutlanır olmuştur. Sümerbank bandosu ile bayramlar artık daha coşkulu, 23 Nisan’da çocuklar, basma kıyafetleriyle cumhuriyet çiçekleri gibidir.
Şehir nüfusu 10 binlerden 100 binlere ulaşır, iki ayrı parça halindeki Nazilli yeni yapılarla birbirine kavuşur, Emekli olup Nazilli'ye yerleşenlerle ülkenin her tarafından insanların kucaklaştığı, modern ve medeni bir şehir olmuştur.
Nazili basma fabrikası uzaktan görünen özellikleriyle kısaca böyle anlatabilir. Ama asıl anlatılması gereken bu fabrikanın para kazanmaya yönelik fabrikalardan olmadığıdır.
Bu fabrikalar açılan meslek kurslarıyla, teknik elemanlar yetiştirip, ihtiyacından fazlasını yeni açılacak başka fabrikalara göndererek adeta Türk sanayisinin temelini oluşturan okullardır. Yine bu fabrikalarda deneyim kazanan yöneticiler, daha sonra ayrılıp özel sektör fabrikalarında üst düzey yönetici olmuşlardır. Atölye ve işletmeleriyle, çevredeki meslek okulu öğrencileri için uygulanma alanları oluşturmaları, sağladıkları burs ve staj gibi imkânları da düşünürsek katkılarının boyutları sanırım daha iyi anlaşılır.Ayrıca, bu fabrikalar çalıştırdıkları işçilere tanıdıkları her türlü sosyal hak, sigorta ve işçi sağlığı gibi imkânlarla sektöre disiplin ve düzen getirmişlerdir. Örnek olmuşlardır. Bunu da göz ardı etmemek gerekir.

NAZİLLİ BASMA FABRİKASI SİLAHLI KUVVETLERİ EĞİTİMDE.
Nazilli basma fabrikası bir kombina olarak, düşünülmüş ve yapılmıştı. Hammadde ve enerji için gereken kömür dışında tamamen bağımsız ve kendine yeter bir şekilde inşa edilmişti.
Okulu, Hamamı, Kütüphanesi, Spor alanları, Sinema, Balo salonları, Lojmanları, Bando, İtfaiye, Özel radyo, Özel treni, Postahanesi, Fırını, kullandığı elektrik enerjisini bile kendi üreten hatta ihtiyaç halinde güvenliğini sağlayacak periyodik aralıklarla silahlı eğitim yapan, işçi ve memurlardan oluşturulmuş minik bir ordusu bile vardı...

Kar etmekten daha çok çevresine, bölgesine her konuda öncü, örnek ve yararlı olmaya programlanmış sosyal fabrikaydı. Günümüz serbest piyasa ekonomisi şartlarına uygun az işçi fakat çok makine çalıştıran ve para kazanmayı hedefleyen fabrikalarla yarışması imkânsızdı.

Biz Sümerbanklılar bir türlü kabullenemesek de fabrikamız, üzerlerine düşen tarihi misyonu başarıyla tamamlamış, Nazilli halkının milli mücadeleye olan katkılarının karşılığını fazlasıyla ödemişti.
Nazilli Basma fabrikası 31 Mayıs 2002 ‘de kapatıldı. Kapatılmasaydı, şöyle olurdu, böyle olurdu gibi uzun tartışma konusu olacak polemiklere girmeden, Nazilli meslek lisesi mezunu bir Sümerbanklı olarak şunları söylemek isterim.
Nazilli halkına hizmet etmiş, Nazilli’yi Türkiye’nin en büyük ve en güzel ilçelerinden biri haline getirmiş bu fabrikaya her Nazillinin vefa borcu var.  Fabrikamızın kapatılması, unutulmasını gerektirmiyor. Orada Atatürk’ün korunması gereken emanetleri var, Gıdı gıdı treni var. En önemlisi Tekstil müzesi haline getirilmeyi bekleyen Türkiye’nin, belki de dünyanın en büyük basma desen arşivi var.Fabrikamıza sahip çıkıp koruyamadık, hiç olmaza bu emanetlere sahip çıkalım.  İlhan ÖDEN