28 Mart 2010 Pazar

SÜMER Tiyatrosu iftiharla sunar..


Küçükleri severdi ,büyükleri sayardı,bir bayramdan bayrama, namaz da bilem kılardı .... (En sevdiğim replik)
Oyunun Özeti.Sineklidağ, büyük bir kentin eteklerinde yer alan, gecekondulardan oluşmuş, ezilen, yoksul insanların yaşadığı bir varoştur. Keşanlı Ali, Çamur İhsan’ı öldürmekten hapse düşmüştür ve hapisten bir kahraman olarak çıkagelir. Ali’nin iki dramı vardır: Birincisi, suçsuzdur; ikincisi, aşık olduğu Zilha, Çamur İhsan'ın yeğenidir ve ona düşmanca davranmaktadır. Muhtar seçilen Ali, Sineklidağ’da yeni bir düzen oluşturur ama yüreğiyle beyni arasında ciddi çatışma yaşamaktadır. Şef olarak toplumuna, insan olarak duyduğu aşka sorumludur.
Ali ‘Destan’ı kullanmaya karar vermiştir. Çünkü “Bu toplumda sessiz, sakin, efendi olursan her zaman dayak yer, ezilirsin. Ama terbiyesiz, güçlü, zalim, ne dediğini bilmeyen biri olursan, o zaman saygı görürsün”. Ali, hapiste bunu öğrenmiş ve yeni bir Ali’yi fark etmiştir.

FOTOĞRAFLARI BÜYÜK GÖRMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN

NAZİLLİ SÜMER TİYATROSU
Nazilli Sümerbank çalışanlarından ve yakınlarından oluşan, SÜMER amatör tiyatro grubu,1972 yılı ilk aylarında kuruldu ve büyük usta Haldun Taner'in senaryosunu yazdığı Keşan'lı Ali destanı isimli oyunu sahnelemek üzere provalara başladı.Tiyatro grubuna her türlü destek, yardım ve organizasyon işlerini basmahane müdürü Cafer bey,oyunu sahneye koyma,dekor, kostüm gibi aksesuar desteği ise Basma-Gravür servisinden İlhan Duyal bey tarafından sağlandı.
FOTOĞRAFLARI BÜYÜK GÖRMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN
Sinekli dağdır burası,şehre tepeden bakar.Ama şehir uzakta masallardaki kadar... (Yine oyundan güzel bir replik.)
Çalışmalar oyuncuların mesai dışında kalan zamanlarında yapılıyordu.Yorgun ve çoğunlukla vardiya sebebiyle uykusuz olmalarına rağmen özveri ve disiplin içerisinde çalışmalara devam ettiler.
Bazıları tiyatroya yabancı değillerdi,okul yıllarında çeşitli oyunlarda rol aldıkları için daha önce böyle bir deneyim yaşamamış arkadaşlarına ellerinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorlardı.

FOTOĞRAFI BÜYÜK GÖRMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN

Oyunculardan hatırlayabildiklerim:
Keşanlı Ali - Timuçin BERAN,Zilha - Şükriye DİKEY,Komiser - Nurettin BOZTEPE (rahmetli Teyyare Nuri) , Pisi pisi - İlker OKATAN, Gazeteci çocuk - Tolga AKKAN (Genel Müdürlerimizden rahmetli Sunar AKKAN'ın oğlu), Temel - Uğur ÜNAL,Ahali - Tayfur ULU, Şerif abla - Nesrin TUĞRUL , Hafize - Yücel , Derviş dayı- İlker.

SÜMER tiyatro grubu çalışmalarını mesai dışında kalan istirahat sürelerinden severek ayırdıkları zamanlarda ,hastalık,vardiya sebebiyle uykusuzluk ve yorgunluk gibi engellere rağmen özveriyle tamamladı.

FOTOĞRAFI BÜYÜK GÖRMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN

8.7.1972 günü Nazilli Sümerbank yazlık sinemasında oturulacak tek bir boş sandalye bile yoktu ,dekorlar,soyunma odaları organizasyon,mükemmeldi .Oyun en küçük bir hata,aksaklık olmadan amatör ruhla fakat profosyonel ciddiyet ve performansla tamamlandığında yazlık sinemayı dolduran protokol,misafir ve Sümerbank mensuplarınca dakikalarca ayakta alkışlandı.

FOTOĞRAFI BÜYÜK GÖRMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN

Ben o sıralarda 14 yaşlarındaydım.Daha önce profesyonel tiyatro gruplarının sık sık uğradığı Nazilli Sümerbank salonlarında pek çok temsil izlemiştim ama ilk defa bir oyunun bu kadar etkisinde kalmıştım.

SÜMER tiyatrosu sanırım ertesi gün yine aynı yerde bir temsil daha yaptı,sonra Bergama Sümerbank ve Kuşadası Sümerbank kampında bir kaç temsil daha...

FOTOĞRAFI BÜYÜK GÖRMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN

Maalesef,1973-74 yıllarında Televizyonun hayatımıza girmesi ,bu gibi güzel çalışmaların devam etmesini engelledi.Zaten hemen akabinde sinema sektöründeki malum furya sebebiyle Sümerbank ,yazlık-kışlık sinemalarınında faaliyetine de son verildi.
...................................................................................
Çocukluk yıllarımdan kalan böyle güzel anılarımı sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.Elimden geldiğince Sümerbank'ın sadece bir fabrika olmadığını,çevresine neler kazadırdığını "Sümerbank'ı tarihten sildik", "Devlet bez dokumaz" diyenlerin aslında halkı nelerden mahrum ettiklerini anlatmaya devam edeceğim.Sevgiyle kalın..

İlhan ÖDEN